antik çağ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
antik çağ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Reptilian Nedir - Reptilianlar Ve Anunnaki Irkları Savaşı

 

Reptilianlar Ve Anunnaki Irkları Savaşı

«Illuminati; dünyayı yöneten komite, binlerce yıl önce dünya dışından gelen sürüngen-Reptelian- bir ırk ve insanların üremesi sonucu ortaya çıkan melezlerden oluşur.» David Icke





Reptilianlar için,Dinosauroids,İzardmen, Draconialılar ve Saurialılar ve İslami adıyla Cin gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Sürüngen insanımsılar, doğaüstü güçlere sahip ve zekaca çok gelişmiş sürüngen-insan karışımı varlıklardır.

Reptilianlar ve Anunaki Irkları Arasında Yapılan Savaş

Dünya Tarihi ve dünyada geçmişte yaşanan olaylar her zaman biz insanlar için merak konusu olmuştur.Dünyanın geçmişi sırlarla doludur. Bir de çok eski zamanlara bakıldığında gerçekten hayrete düşeceğimiz teorilerle karşılaşmaktayız.Aslında bu anlatılanların bir çoğu teoriden daha çok çok bilgiye dayanmaktadır.Ele geçirilen eski tabletlerde yazanlar bunu kanıtlar nitelikte. Bildiğiniz üzere çok eski kadim zamanlar hakkında anlatılan bilgiler ya mağara duvarlarına ya da Tabletlere yazılmış olan ve günümüze kadar ulaşmış eserlerdir.

Bazıları dil uzmanları tarafından okunabilmekte bazıları ise bilinmeyen ve yok olmuş bir dil olduğundan dolayı okunamamaktadır.Ancak okunamayan birçok tablet üzerinde dil bilimciler çalışmaya devam etmekte ve kaybolmuş unutulmuş olan bu dilleri çözmek için büyük çaba sarfetmekteler.

Hazırlamış olduğumuz bu makalede Samanyolu galaksimizdeki evimiz olan Güneş sistemimizin nasıl var olduğunu ve çok eski zamanlarda Güneş sistemimizde yaşanmış olan olayları sizlere aktaracağız.

Bugüne kadar okumuş ya da izlemiş olduğunuz kitap ve belgesellerden çok daha farklı bir anlatım tarzıyla sizlere aktarmaya çalışacağız.

Makaleye giriş yapmadan önce kısa bir bilgi vermek gerekirse bugün Bu makalede okuyacağınız bilgiler, medyumlar ve telepatlar tarafından uzaylı varlıklarla iletişim sonucu alınan bilgilerden ve Sümer tabletlerinde yazılanların karışımından oluşmaktadır .

Tarih Öncesi Güneş Sisteminin Durumu


Bildiğiniz üzere Güneş sistemimiz, Merkür, Venüs ,Dünya, Mars ,Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere 8 gezegen ve sonradan gezegen sınıfından çıkarılarak cüce gezegen sınıfına konulan Plüton dan oluşmaktadır.Ayrıca gezegenlerin uyduları ve astroid kuşağı da Güneş sistemimizde bulunmaktadır .

Peki günümüzden çok eski zamanlara yani dört milyar yıl öncesine uzanacak olursak Güneş sistemimiz ne şekildeydi ?

4 milyar yıl önce Güneş sistemimizde evimiz, Yuvamız, üzerinde yaşadığımız Dünyamız yoktu Peki Hangi gezegenler güneş sistemimizde bulunmaktaydı? 4 milyar yıl önce sistemimizde bulunan gezegenlere bakmadan hepinizin aklını kurcalayan bir soruya cevap vermek istiyorum. Tabii ki aklınızı kurcalayan sorusu olsa gerek...

"4 milyar yıl önce Güneş sistemimiz hakkında bu bilgiler nereden geliyor ve kim tarafından biliniyor ?"

Tabii ki anunakiler zamanında yazılmış olan Sümer tabletlerinden ve günümüzde yaşayan Dünya dışı varlıklarla irtibatta bulunan bilgi alan kişilerin anlattıklarından.

Dünya dışı varlıklar dan bilgi alan medyumların Sümer dilini bilmedikleri aşikârdır.Ancak bu kişiler tarafından anlatılanlar Sümer tabletleri ile karşılaştırıldığında örtüşüme ve benzerlikler göstermektedir.Bahsettiğim yollardan alınan bilgilere göre gezegenlerin bildiğiniz isimlerini ve bu gezegenlere Anonakilerin ne isimler verdiklerine Bir bakalım.

Merkür(Mummu)
Venüs(Nahamu)
Mars(Mahmu)
Tiamat(Şu an güneş sistemimizde bulunmuyor 11 uydusu olduğu söyleniyor)
Jüpiter(Kişhar)
Satürn(Ansar)
Uranus(Anu)
Neptün(Ea)
Nivrum?
Günümüzden 4 milyar yıl önce Güneş sistemimizde bulunan gezegenlerin bildiğimiz adları ve Anonakilerin bu gezegenlere vermiş olduğu adları saydık.Ancak dünyamızın olması gerektiği yerde "Tiamat" adında bir gezegen bulunmaktadır. .Tiamat 11 uydusu olan bir gezegen olarak Sümer tabletlerinde geçmektedir.Ayrıca Sümer tabletlerinde Satürn'ün gaga isimli bir uydusunun olduğu ancak bu uydunun zaman içerisinde satürnden uzaklaşarak kendi yörüngesini belirlediğinden bahsedilmektedir. .Günümüzde Bu Gaga uydusu bizim çok yakından tanıdığımız Plüton dur.

Güneş sistemimizde Ayrıca bir" Nibur" denen ve yörüngesi çok farklı olan bir gezegen daha bulunmaktadır.Güneş etrafındaki dönüşünü 3600 yılda bir tamamlamaktadır ancak Güneşin etrafındaki dönüşünü sürdürürken belli dönemlerde Güneş sisteminin içine girip tekrar çıkış yaparak uzaklaşmaktadır.

Bildiğiniz üzere nibiru gezegene Ayrıca "marduk" adı da verilmektedir ve nibiru gezegeni üzerinde Anunnakiler denen uzaylı yaşam formlarının olduğu ve Anunnakilerin Niburudan geldikleri eski Sümer tabletlerinde de yazılmaktadır. Niburu gezegenine neden marduk deniliyor diye soracak olursanız hemen açıklayayım.

Esasında Sümer dilinde bahsedilen Niburu ,Babil dilinde "Marduk" olarak bilinmektedir. Bunun nedeni de milattan önce 2200 yılında kendi içlerinde yaşamış oldukları bir savaşta Anunakilerden bir varlık olan Marduk'un zor kullanarak Niburu'nun kontrolünü ele geçirmesi ve Anun denen diğer bir varlıktan Niburu'yu almasından sonra gezegene kendi adını vermesinden kaynaklanmaktadır .

Sizlere vermiş olduğum bu bilgiler günümüzde arkeolojik kazılar sonucu bulunan Sümer tabletlerinin okuması sonucunda ortaya çıkmıştır.
Şimdi isterseniz Sümer tabletlerinde Yazılanlara geçiş yapmadan önce, size sürüngen yani reptilian ve insan ırklarının Evrensel boyutta ne şekilde anlatıldıklarını aktaralım daha sonra Sümer tabletleri ne geçiş yapalım .

ilk öncelikle sürüngenlere bakacak olursak,

Sürüngenler Evrensel boyutta tüm varlıklar tarafından Reptoitler olarak bilinir.
Orion takımyıldızının da bulunan AUN gezegeninde insanlardan çok daha önce yaratılmışlardır. insanlardan daha önce yaratıldıkları dan dolayı teknolojik olarak aşırı bir üstünlükleri bulunmaktadır. Hatta daha açık şekilde bahsetmek gerekirse insanlar yaratıldığında sürüngenler uzay gemileriyle galaksileri kolonileştirmekteydi.

Yılanlar, Ejderhalar ve kertenkeleler olarak bilinen bu sürüngenler, farklı boyda ve farklı renklerde olabilirler .


Yeşil kahverengi siyah ya da bu renklerin karışımı şeklinde gözükebilirler. Gözleri ise Kızıl yeşil ve kahve yeşil karışımıdır.Tenleri pullarla kaplıdır soğuk ve pürüzsüzdür.Ayrıca sürüngenler saf DNA lifine sahiptirler.Sürüngenlerin yaratıldığı ve ilk varlık oldukları gezegen Orion takımyıldızı içerisinde bulunan "Silkme Dragoni" yıldız sistemidir.Sürüngen ırk birçok Yıldız sistemini ve gezegeni koloneleştirmiştir .Ancak bu sürüngenlerin yaratılışında olan bir durumdur. Yani yaratılış mitlerinde istedikleri Galaxyi ele geçirme ve yıldızları kolonileştirme, orada yaşayan Irklar köleleştirme ya da yok Etme hakkına sahip olduklarına inanmaktadırlar.

Sahip oldukları bu mit yüzünden evrende büyük yıkımlar oluşmuş ve birçok varlık ölmüştür. Ayrıca yaratılışta sürüngenlerin karanlık tarafı ,insanların da aydınlık tarafı temsil etmek için yaratıldığına inanılmaktadır.Mitolojide adını sıkça duymuş olduğunuz sürüngen varlıklar ve Ejderhalar ve Repdoit denen ırkın soyundan gelmektedirler.

İkinci olarak insanlara bakacak olursak


insan ırkı ilk olarak Laryan takımyıldızında bulunan Vegan yıldız sistemindeki Aryon gezegeninde yaratılmışlardır .insanların yaratılış Miti yani amacı ,sürüngenlerinkinden çok daha farklıdır.

Sürüngenlerin amacı yok etmeye yönelikken, insanlarınki ise istedikleri gezegeni veya yıldızı kolonileştirebileceği,ancak başka ırklarla karşılaşırsa onları yok etmeden Barış yaparak uyum içersinde yaşamasıdır.insanlardır sürüngenler gibi saf DNA liflerine sahip bir ırktır .


Evrensel boyutta saf DNA lifine sahip olmak demek, başka bir ırkla melezleşmeden direk insan olarak yaratılmış demektir .Peki sürüngen ırk ve insan ırkı arasındaki mücadele Yani savaş nasıl başladı diyecek olursanız. insanlar sürüngenlerden çok daha sonra yaratıldıkları dan dolayı teknolojik olarak çok geri kalmış bir ırktır.Ancak zaman içersinde yavaş yavaş gelişir Aryon gezegeninden dışarıya yolculuk Edebilir hale geldiklerinde bu durum sürüngenlerin dikkatini çekmiştir. Sürüngenler bu durumu kendilerine bir tehdit olarak görmüşler ve insan ırkı gelişirse tüm Galaxy ele geçirebilir ve kendileri için yaşam yeri kalmayacağına düşünmüşlerdir.

Birlikte uyum içinde yaşayan sürüngenler ve insanlar için ayrım noktası İşte bu düşünce ile birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır.ilk zamanlarda sürüngenler insanlar için çok büyük bir tehdit oluşturmadılar.Ancak her zamanki davranışları gereği sahip oldukları yeteneklerini kullanarak insanların içine sızdılar ve insanlar içerisinde ikilik çıkartmaya başladılar.

insanların birbirlerine düşman olmasını sağladılar ve bunları yaparken bir yandan da iyi görünmek adına kendi teknolojilerinden 1 bölümünü insanlarla paylaşıyorlardı.işte bu olaylar insanlığın bölünmesinde çok büyük bir rol oynamıştır. Bazı insanlar teknolojik açıdan gelişmek isterken bazı insanlarda ruhsal açıdan gelişmek istiyorlardı. Bu ayrımcılığın ardından insanlar arasında bir iç savaş başladı .Hatta bu savaş tüm insanların yok olmasını sağlayacak kadar ilerlemişti .Zaten günümüzde tarih kitaplarına bakıp Geçmişe göz atarsak yaşanan tüm savaşlarda sürüngen ırkın etkisi yani bu taktiği fazlasıyla görünmektedir. Öncelikle ikilik yaratıp, sonra yıkıma yol açmak için bir tarafı tutmak.

insanlar Aryon gezegeninde yapmış oldukları savaş sonrasında kendi kendilerini yok etmeye ramak kalmışken Galaktik Fedarasyon üyeleri,İnsanları bu gezegenden alarak "Sirius"Gezegeni ne yerleştirilmişlerdir.


Ama bu kez sürüngenlerin insan gelişim sürecine hiçbir şekilde karışmalarını da izin verilmemiştir .
Bu plan gayet başarılı olmasına olmuştu ama ortaya yeni bir sorun çıkmıştı.Fiziksel varlık olarak yaşamak isteyen insanlar da enerjisel yani ruhsal varlık halinde yaşamak isteyen insanlar birbirleri ile anlaşmazlık halinde düştüler.İşte bu olay üzerine fiziksel varlık olarak yaşamak isteyen insanlar sürüngenlerin kontrolü altında bulunan "Aun "gezegenine geçtiler ve orada "Orion" insanları olarak yaşamlarına devam ettiler Diğer ruhsal yani enerjisel olarak yaşamak isteyen insanlar ise Tiamat gezegenine yerleştirildiler.

Orion insanları olarak hayatlarına devam eden grup, sürüngenlerin baskısından kurtulmak için "karanlık Birlik" adı altında kurulmuş oldukları birliklerle sürüngenlere karşı mücadele verirken bir grup" Nordik" insan bu mücadeleye katılmayarak "Tiamat" gezegeninde ruhsal varlık olarak yaşamak isteyen insanlara katıldılar .

Bu durum sonrasında Tiamat gezegeninde yaşayan insan varlığından haberdar olan sürüngenlerde tiamat gezegenine geldiler .Ancak bu gelişleri Barış içerisinde görünüyordu ve uzun zaman boyunca Tiamat gezegeninde insan ve sürüngenler birlikte Barış içersinde yaşadılar.işte sürüngen ve insan ırkı arasındaki çekişmenin nasıl başladığının hikayesi budur.

Şimdi artık Tiamatta yaşananlara ve Tiamat gezegeninin yok oluşuna isterseniz yavaş yavaş bir geçiş yapalım.
Günümüzden 18 milyon yıl önce Güneş sisteminde bulunan Tiamat gezegenin üzerinde "insanlar ve sürüngenler" diye tabir edilen varlıklar yani reptilianlar ,birlikte barış içersinde yaşamlarını sürdürmekte idi .Ancak sürüngen ırk insan ırkı ile birlikte yaşamak istemedi ve insanları yok etmeye kalkıştı.Sürüngen ırkın bu davranışından memnun olmayan "Galaktik Federasyonu" üyeleri Tiamat gezegeninin yok edilmesi ve insan ırkının oradan alınmasının kararını aldılar.

İnsanların Tiamat gezegeninden ayrılmasından sonra galaktik federasyon Tiamat gezegeninin yok edilmesi için" Niburu" gezegeninde yaşayan Anonakileri görevlendirdi.Niburu gezegeninde yaşayan Anonakilerin görevi almasından sonra Nibiru gezegeni ile birlikte güneş sistemi içinde olan yolculukları başlamış oldu.Zaten bu görevin Anonakilere verilmesinin tek nedeni Niburu gezegeninin yakın bir zaman içerisinde Tiamat gezegenine çok yaklaşacak olmasından kaynaklanmaktydı.

Şimdi Sümer tabletlerinde bu yolculuğun başlaması hakkında Anonakilerden Anon'un yazmış olduğu yazıya bakacak olursak ."Görevi aldıktan sonra güneş sistemi içerisine doğru olan yolculuğumuz başlamış oldu. Yok etmemiz gereken gezegen olan Tiamat gezegeninin 11 adet uydusu bulunmaktaydı. Gezegenimiz Güneş etrafında çizmiş olduğu yörüngeden dolayı güneş sistemine arkadan giriş yaptık .Satürn'e yaklaşırken Satürn'ün kütle çekiminin bizi Tiamat gezegenine paralel bir yere getirmesi için yani sürüklemesi için elimizden geleni yaptık ve amacımızı gerçekleştirdik. Artık Tiamat gezegenini yok edebilirdik."

Peki güneş sistemimize giren Niburu gezegeninin Güneş sisteminde bulunan gezegenlere nasıl bir etkisi oldu?

Sümer tabletlerinde anlatılanlara göre Güneş sistemimize arkadan giriş yapan Niburu gezegeninin kendi ekseninin tersine dönen dört adet uydusu bulunmaktaydı.ilk karşılaştıkları gezegen" Ea" yani bilinen adıyla Neptün'dü.Niburu ,çekim gücü çok yüksek olan bir gezegen olduğundan dolayı neptün'ün yüzeyini tümsekleştirmeye başladı ve sonunda bu tümsek neptünden koptu.

Kopan Bu parça Neptün'ün uydusu Tiritone uydusunu oluşturdu bildiğiniz üzere tritone uydusu Güneş sistemimizde bulunan Tüm gezegenlerin tersine dönmektedir.Neptünden sonra uranüse yaklaşan Nibiru ,çekim kuvveti ile uranüs'ün kendi ekseni etrafındaki dönüş ekseninde eğikliğe yol açtı.Aynı zamanda uranüs'ün uydularından üç tanesini alarak kendi uydu sayısını 7'ye çıkardı. Daha sonra Niburu, Jupiter ve Satürne yaklaşarak bu gezegenlerin güneş etrafındaki yörüngelerini çarpıttı.

Ayrıca Okuyun

  • Dünyada Yaşamış Kadim Irklar ve Yedi Kök Soy
  • Enki'nin Tabletleri - İnsanoğlu ve Anunnaki'nin Eski Sırları

Satürn'ün yörüngesinde bulunan ve Satürn'ün en büyük uydularından biri olan Gaga uydusu Niburunun etkisiyle Satürnden uzaklaşarak güneş sistemi etrafında kendisine bir yörünge oluşturdu Satürnden ayrılan Gaga uydusu günümüzde Plüton olarak bilinmektedir. Jüpiter'in çekim gücünden yararlanan Anonakiler, Tiamat gezegenine Çok yaklaştı .

11 uydusu olan Tiamat gezegeni son derece Sulak bir gezegendi ve Niburunun 7 uydusunun hepsinin Tiamat gezegenine çarpmasıyla da Tiamat gezegeni Ortadan ikiye ayrıldı.Bu olay Sümer tabletlerinde" Emuna "da yazmaktadır.

ikiye ayrılan tiamat gezegeninin küçük parçası daha sonra Anunakiler tarafından patlatıldı .
Bu patlamanın etkisiyle şu anki bildiğiniz astroid kuşağı oluşmuştur. Hatta astroid kuşağında bol miktarda bulunan donmuş buzulun da Tiamat gezegeninden etrafa saçılan sulardan oluştuğu söylenmektedir.

Peki Tiamatın parçalanan diğer parçası ne oldu diye soracak olursanız alacağınız cevap Dünya olacaktır.Şuan üzerinde yaşadığımız ve bize ev sahipliği yapan dünyamız Tiamatın parçalanan .büyük parçasıdır.

Peki bu parçalanma sırasında Tiamatta yaşayan sürüngen Irk reptilianlar ne yaptı ?


Niburunun geldiğini gören reptilianlar Tiamatın yok edileceğini çok iyi biliyorlardı .Bundan dolayı daha önceden ileri teknolojik silahlarla donatmış oldukları Tiamatın "Maldek" uydusuna geçiş yaptılar.Anonakilerin Tiamatı yok etmesinden hemen sonra maldek gezegeninden yoğun nükleer saldırı başlatan reptilianlar Anonakilerin gücüne çok fazla dayanamadılar ve yok oldular. ancak yok olana kadar Niburunun koruyucu kalkanlarını da çok ağır hasar vermeyi başardılar.

Maldek Yok olmadan önce uzay gemileriyle kaçmayı Başaran bir grup Reptelian ,güneş sistemimizi terk ederken Venüs ve Mars gezegeninde bulunan diğer insan kolonilerine de saldırı yaparak Orada bulunan yaşamı sonlandırdılar. Maldek gezegeninden geriye kalan  Parçalar da bugünkü bildiğiniz adıyla astroid kuşağına dahil oldu Yani günümüzdeki adroid kuşağını Tiamat gezegeninin bir parçası ve maldek oluşturmaktadır .

Biraz önce bahsettiğim üzerine Tiamatın Sulak bir gezegen olduğunu bilmekteyiz ve parçalanınca yüzeyinde bulunan sular uzaya yayıldı .İşte bu sularda birçok Kuyruklu yıldızı oluşturmuştur .Hatta en çok bilinen Halley kuyruklu Yıldızı da Tiamat gezegeninin bir parçasıdır. Savaş kararı veren galaktik federasyon, Savaş başlamadan önce insan ırkını Tiamattan alıp Venüs Mars ve güneş sistemi dışında başka bir gezegene yerleştirdi. Ancak Venüs ve Mars a yerleştirdikleri insan ırkının Maldekten kaçan reptilianlar tarafından yok edildiğinden bahsedilmektedir.

Görevi tamamlayan Anunaklar Nibiru gezegeni yörüngesindeki yoluna devam ederek Güneş sisteminin dışına doğru olan yolculuğuna devam ederken, galaktik federasyon üyeleri ise güneş sistemi dışında bir yere yerleştirdikleri insanları Tiamat gezegeninden Kopan parça ya Yani Dünyaya getirip yerleştirilmişlerdir. Her şey normale dönmüştür.

Reptoid ırkından olan reptilianlar güneş sistemimizden uzaklaştırılmış ve insanlar güven içerisinde yaşayacakları dünyaya yerleştirilmişti. Ancak Yaşanan bu kadar olayın sonrasında hasar alan nibiru gezegeni ve anunnakiler tekrar dünyaya gelecekti ve bu gelişlerinde dünyada birçok olaya imza atarak insan ırkının gelişiminde büyük değişiklikler yapacaklardı.

İlhan Berat Yılmam
Devamını Oku

Lut kavminin helakı

 


LUT Peygamberin kavmi Pompei Halkı, Pompei şehri, Roma imparatorluğunun yüksek sosyetesinin tatil ve eğlence kentiydi.

Nüfusu 20.000’den fazlaydı.

Pompei halkı zengin bir kavimdi fakat bu zenginlik onları azdırdı ve isyankar oldular.

%60 lık kısmı zengin, geri kalanlar ise köleydi. Zenginlerin en büyük eğlencesi işte bu kölelerdi. Pompei kavmi ,Tarihte görülmemiş duyulmamış büyük bir sapıklık ve nankörlük içindeydiler. 

Aralarında Masumlar var mıydı, tabi ki vardı. 
Fakat kurunun yaş da yanar. İyiler kötülüğü engellemezlerse kendileri de helak olur!

Lut kavminin helakı-Lut Kavmine Genel Bakış


M.Ö 5000 yılında kurulan bu şehir, M.S 79 ağustos ayında Vezüv yanar dağının patlaması sonucu yok olmuştur. Aslında Pompei halkı, Vezüv yanardağının yarattığı depremlere alışkındı .O son depremde de hiçbir şey olmamış gibi yiyor içiyor, zevk ve sefa içinde günlük hayatlarına devam ediyorlardı.

Bu sefer ki depremin ardından gelecek büyük felaketten haberleri yoktu

Saatte 100-150 km hızla ilerleyen ve 600 °C sıcaklıktaki kül, toz ve gaz karışımından oluşan yanardağ külleri bir anda onları yuttu. Hayvanlar ve insanların hepsi bir anda 600 °C sıcaklıkta kavrulup oldukları yerde kömürleştiler.

Bu tarz felaketler günümüzde de yaşanmaktadır, fakat insanlar artık yanardağ diplerinde yaşamıyor.


Lut kavminin, Yer yeryüzünün gelmiş geçmiş en ahlaksız kavim olduğu kutsal kitaplarda yazılmıştır.

Arkeologların kazı çalışmalarında bulunan figürler, yazıtlar, heykeller, tablolar,




Arkeolojik kazılardaki bulgularda pompei şehrinde zamanın bir anda donduğu gözlemlenmiştir.

Masadaki yemekler, hatta tuvaletteki dışkılar da dahil ,her şey o andaki gibi korunmuştur.

Şehrin uzak kısmında kalanlar, felaketin farkına vararak Limandan deniz yoluyla kaçmak isteseler de, denizin gazabına uğramış ve depremin yarattığı büyük dalgalar ve volkanik kızgın taşlar onları da gemileriyle birlikte yok etmiştir.



Lut kavminin helakı-Cinsel sapkınlıkları


  • Pompei’de Aile içi ensest ilişki(anne,baba,kardeş, ya da evlat ile cinsel ilişki),Pedofili,eşcinsellik ve homoseksüellik son derece yaygındı ve bunlar için herhangi bir yasa yoktu.
  • Fuhuş, halka açık yerlerde ulu orta yapılırdı.
  • Grup halinde seks yaygındı.
  • Köle olarak satın alınan küçük çocuklara tecavüz edilirdi .Özellikle erkek çocuklar tercih edilirdi.
  • Denizci tayfaların faydalanması için,Sokaklarda tabela olarak ve asfaltlara kazınmış ,Genelevlerin yönünü gösteren penis sembolleri vardı.
  • Genel evlerde çoğunlukla homoseksüellik yaygındı.
  • Daha da ileri giderek hayvanlarla da ilişkiye girilirenler vardı.
  • Köle ticareti ve Çocuk istismarı inanılmaz boyuttaydı..

Aslında Tüm bu sapkınlıklar günümüzde de var; Fakat yasalar ve kanunlar bu suçları büyük oranda engellemektedir.

Pompei halkının genlerini taşıyan bir çok insan günümüzde dünyanın her yerinde bulunmaktadır..

Kutsal Kitabımız Kuran'da Pompei benzeri kavimler Hakkında Şu Ayetler Geçer..

“Kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yanaşıyorsunuz; evet siz cahil bir kavimsiniz.” (Nemi, 55)
“‘Doğrusu siz, daha önce bir kavmin yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz erkeklere yaklaşıyor yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?”’”” (Ankebut, 28-29) 


Lut kavminin helakı-İlginç alışkanlıkları..


Büyük ve leziz ziyafetlerde karınları doyan bu savurgan insanların , ziyafete devam etmek için kaz tüğünü boğazlarına sokarak kustukları ve midelerini boşalttıktan sonra tatmak istedikleri diğer yemekleri yemeye devam ettikleri raporlanmıştır.

Bunun haricinde kan içmek, kan banyoları yapmak, işkence aletleriyle zulmetmek gibi sadist alışkanlıkları 

Lut kavminin helakı-Sadist Ruhlu Pompei halkı


Kendileri gibi Putperest olmayan farklı dinlerdeki zayıf insanları Köle olarak rehin alıp satıyorlardı.

Onlara bir eşya muamelesi yapıyorlar, Tecavüz ediyorlar ,dövüyorlar, öldürüyorlardı.

İşleri bitince bu köleleri başkalarına satıyor , arenalarda aslanların önüne atıp canlı canlı parçalanmalarını ve aç aslanlara yem olmalarını seyrediyorlardı; İşte bu,Pompei halkının en büyük zevklerinden biriydi. Bunun için arenalar her gün dolup taşardı.Bu gün futbol arenalarının taştığı gibi…

Bunun yanı sıra gladyatör dövüşleri çok yaygındı. Arenadaki dövüşlerin ana kuralı, gladyatörlerden birinin ölmesiydi. Kaybeden gladyatör ölmek zorundaydı.

Pompei halkı,Günümüzde bilinmeyen doğal bir tür uyuşturucu kullanılıyordu.Alkol ise su gibi tüketiliyordu.

Tüm bu bulgular belki de bilinenlerin küçük bir kısmını oluşturmaktadır.

Lut kavminin helakı-Şeytani Dinleri


Onlar putlara tapardı…

Pompei halkı Kuranda ve Tevratta geçen Lut kavmidir.

Çok Merhametli Allahın, Onlara uyarıcı olarak gönderdiği Hz. Lut peygamberin yola getiremediği bir kavimdir.

Putlar bazı kişilerle gerçekten konuşurdu fakat bunun şeytan işi olduğu kuranda açıklanmıştır.(ifrit cinler)

İfritlere hizmet eden Bu lanetlenmiş insanlar Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlardı.

Yaşam biçimlerine bakılırsa, onların nasıl yanlış bir dinde olduklarını tartışmaya bile lüzum yok.

Lut kavminin helakı-VEZÜV Yanardağın patlaması ve Helak Olan Pompei Halkı


Nuees Ardentes- ("Kor halindeki kızgın çığ")



600 °C sıcaklıktaki kül, toz ve gaz karışımından oluşan bulutlardır. Bu kızgın gri bulutlar,Yanardağ patladığı anda 10 km mesafelere 100 km/saat'lik hızlarla akabilirler.



Böyle bir patlamada, 10 km alanda bulunan hiçbir canlının yaşama şansı yoktur.

Pompei halkı yani” Lut kavmi”,bu felakete öyle bir anda yakalanmışlardır ki, vezüv yanardağına en yakın olan kısımdakiler “ne oluyor burada” diye düşünürken helak olmuşlardır. 

Ansızın patlayan Vezüv yanardağı, 100-150 km hızla püskürttüğü 600 °C sıcaklıktaki yakıcı küllerini Pompei şehrinin üzerine püskürtmüştür .

  İŞTE VEZÜV YANARDAĞI



Volkandan fırlayan dev Kızgın kayalar da bu iş tamamlanmıştır. 20.000 pompei insanı 1 saat içinde helak olmuştur.

8. saatte ise pompei kenti tamamen küllerle örtülüp haritadan silinmiştir.

Orada yaşayan insan ve hayvanların hepsi kavrularak kömürleşmiştir. Çok uzaktakiler kurtulmuşlardır ve onların genlerini taşıyan insanlar aramızdalar...

Daha sonra haftalarca süren yoğun volkanik kükürt ve asit yağmuru ile kalıplaşıp taş şeklini alan pompei halkı günümüze kadar korunmuşlardır.

Her biri oracıkta kavrularak taş kesilmişler, sanki zaman donmuşçasına günümüze kadar korunmuşlardır.


Sonuç olarak, taptıkları o putlar gibi taşlaşarak, sonradan gelen nesillere birer ibret kaynağı olmuşlardır.

Devamını Oku

Dünyada Yaşamış Kadim Irklar ve Yedi Kök Soy



Dünyada yaşamış kadim ırklar – Kadim uygarlıklar





Kadim Uygarlıklar


“Dünya tarihine baktığımızda yaşanmış birçok olay hakkında bilgiler alabilmekteyiz. Ancak alabildiğimiz bilgiler sınırlı ve Geçmişte bir yere kadar dayanmaktadır.

Hakkında hiçbir bilgimizin olmadığı dünya zaman diliminde, Dünya üzerinde kimler bulundu, neler yaşandı.. işte, bilgimizin olmadığı ve hiç bir tarih kitabında bulunmayan bu zamanlara Kadim zamanlar ve o zaman diliminde yaşayan Irklara da” Kadim Irklar” denmektedir.

Kadim zamanlar sözlük anlamı ile çok eski ve başlangıcı geçmişin derinliklerine kaybolmuş zaman dilimi olarak tanımlanmaktadır. Tabii ki Kadim Irklar da başlangıcı belli olmayan bu zaman dilimlerinde yaşayan topluluklara verilen isimdir.

Kadim zamanlar ve kadim ırklara ulaşmak için geçmişe doğru kısa bir yolculuk yapmamız gerekirse ne kadar eskiye gitmeniz gerekmektedir.


Ne kadar geriye doğru gidersek gidelim ulaşabileceğiniz en dip nokta milattan önce 12 bin yıllarına denk gelecektir .Peki daha eski zamanlarda Dünya üzerinde kimse yok muydu?
Bu sorunun cevabını hiçbir tarih kitabında bulabilmemizin imkanı yoktur ,ancak yakın geçmişte yaşamış olan Madam blavatsky bizlere bu sorunun cevabını vermektedir. Peki madame blavatsky kimdir? Teozofi Derneği’nin kurucularından biri olan Madam blavatsky nin gerçek adı Helena petrovnadır.

Evlendikten sonra blavatsky soyadını almıştır ancak Madam blavatsky olarak ün yapmış ve tanınmıştır .
31 Temmuz 1831’de Ukrayna’da doğmuş 8 Mayıs 1891 de Londra’da ölmüştür.

Dünyanın birçok ilginç yerini ziyarette bulunduğu sıralarda kimselerin bulamadığı çok eski Yazıtları bulmuş ve bu yazıtlardan elde ettiği bilgileri kitap haline getirmiştir.Ayrıca inanılmaz derecede parapsikoloji ve telekinezi güçlere sahiptir.1898 yılında yazmış olduğu iki ciltten oluşan “Secret Doktorin” adı vermiş olduğu kitabında Kadim Irklar dan ve 7 kök Soydan bizlere bahsetmiştir.

Ancak yazmış olduğu kitabı tam olarak anlayabilmek için, okuyan kişinin az da olsa antropoloji, zooloji,Botanik, Irklar, uzay bilimi, mitoloji, astronomi ve astroloji hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir .

Madame blavatsky yapmış olduğu Bir açıklamada, kitapta bulunan bilgilerin kendisine mahatmalar tarafından verildiğinden de bahsetmiştir .

Şimdi biz bu kadar derinliğe girmeden isterseniz madame blavatsky’inin Kadim Irklar hakkında bizlere neler anlattığını göz atalım.

Yedi kök soy de kullanılan bir terimdir ve bizlere Kadın kırkların zaman çizelgesini göstermektedir ancak hiçbir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır ve bulunmaması da gayet normaldir.
Yedi kök soy kendi içersinde yediye ayrılmaktadır yani her Köksoy 7 basamaklı bir süreç geçirmektedir .
Şimdi sırasıyla Yedi Ana Kök soya bakacak olursak Birinci ana Köksoy astral veya eterik olarak tanımlanmaktadır

  • Birinci ana kök soy Astral veya Eterik soy
  • İkinci ana Köksoy Hayber Boranlar
  • Üçüncü Aksoy lemuryalılar
  • Dördüncü Aksoy Atlantisler
  • Beşinci ana köksoy aryanlar
  • Altıncı ana Köksoy ve yedinci ana köksoy henüz yaşanmamış bir zaman dilimidir.

Bizler şu anda beşinci ana kök soyun beşinci basamağında bulunmaktayız.

Biraz önce sizlere bahsetmiş olduğum üzere, her ana köksoy kendi içerisinde yedi süreç barındırmaktadır ve 7 süreç son bulduğunda ise bir Tufan veya bir felaket yaşanarak, her şeyin Sıfırlandığı ve bir sonraki ana kök soyun başlamasına neden olduğu söylenmektedir.

Günümüzde Bizler beşinci ana kök soyun beşinci sıralamasında bulunduğumuza göre ,bizden sonra altı ve yedinci süreci yaşanacak ,ardından bir Tufan ya da başka bir felaketle son bularak altıncı ana Kök soy başlayacaktır.

Peki 7 Ana Köksoy 7 süreci tamamlandığında ne olacak diye soracak olursanız verilen cevap kıyamet günü veya boyut geçişi denmektedir.

Hemen hepimizin aklına kıyamet gününün yani gaybın kimse tarafından bilinmeyeceği gelecektir. Burada bir açıklama yapmam gerekirse, her ana kök soyun 7 ayrı sürecinde de ne kadar zaman sürdüğü kimse tarafından bilinmemektedir.

Yani dördüncü ana kök soyunun ikinci süreci mesela bin yılsa ,dördüncü ana kök soyun üçüncü süreci 30 bin yıl olabilir.

Ancak günümüzde yaşayan teozofların yapmış olduğu tahminlere göre içersinde yaşamış olduğumuz beşinci Ana kök soyun bitişinin, yirmi sekizinci yüzyılda son bulabileceği tahmin edilmektedir.
Ayrıca yapılan diğer bir tahmin ise yedinci anakök soyun yedinci basamağının son bulması Yani kıyamet günü ya da boyut geçişi diye adlandırılan zamanın birkaç milyon yıl sonra olacağıdır.
Şimdi isterseniz sırasıyla tek tek ana kök soylarına bakalım.

Birinci ana Köksoy Kadim Irklar-Kadim Uygarlıklar


Astral veya Eterik soy, ilk ana Köksoy zamanında yaşayan varlıklara sanırım insan demek Pek mantıklı olmayacaktır. Çünkü insan bedeni formunda olmayan Hatta belirli bir biçimi olmayan enerjisel varlıklar olarak tanımlanmaktadır .Ayrıca bu zaman diliminde yaşayan varlıkların organları bulunmamaktaydı .Yani kulağı ve gözü olmamasına rağmen işitebilmekte ve görebilmekteydiler.


Bu arada hemen hemen hepimizin aklına ruhsal bir yaşam gelmektedir diye de düşünmekteyim.

ikinci ana Köksoy Hayber Kadim Irklar Boryalılar -Kadim Uygarlıklar


ikinci ana Köksoy Hayber Boryalılar denmektedir. Günümüzde konuşulan kayıp kıtalardan biri ve ilki olarak bilinmektedir .Göroland ,İzlanda, iskandinavya ve kuzey Asya içeren bir yer olduğu düşünülmektedir. Hayber Boryalıların, hermafrodit yani çift cinsiyetli oldukları ve kendi kendilerine üreme yetenekleri Ne oldu da söylenmektedir .


Zaman içerisinde boylarının kısalmasına rağmen, günümüz insanlarına göre çok büyük oldukları da belirtilmiştir. Yani kısacası eski zamanda yaşamış olan Devler diyebiliriz.

Üçüncü ana Köksoy Kadim Irklar Lemuryalılar-Kadim Uygarlıklar


Üçüncü ana kök soya Lemuryalılar denmektedir

Hint ve Pasifik okyanusunun birleştiği yerde ,Avustralya kıtası, Yeni Gine ve Madagaskarın olduğu ve zamanda yaşanan tufanlardan dolayı battığı düşünülmektedir; Ancak lemuryalılar’ın batışı bir anda değil yavaş yavaş gerçekleşmiştir.

Birinci Köksoy için enerjisel varlıklar olduğu söylenmektedir. ikinci Köksoy ise enerjisel varlıkların devamı niteliğinde olan varlıklardır .Ancak üçüncü ana Köksoy olan lemuryalılara baktığımız zaman, enerjisel varlık olmaktan ayrılarak artık tamamiyle bedensel varlık Formuna geçiş yaptıkları tahmin edilmektedir.

Ancak lemuryalılarda ikinci ana kök soy olan Hayber Boryalılar gibi devasa varlıklardır. Boylarının en az üç metre olduğu düşünülmektedir.Birinci ve İkinci ana Köksoy kimler olduğunu bilmekteyiz. Ama bu ana kök soyların 7 şer adet basamaklarında, yani alt soylarında hangi medeniyetler yaşadı bilinmemektedir.


Sıra Üçüncü ana kök soy’a Geldiğinde ise ,biraz olsun alt basamaklarda hangi ırkların yaşadığı bilgisi mevcuttur.

Bildiğiniz üzere her ana soy ,7 alt Soydan yani basamaktan oluşmaktadır .
Üçüncü ana soyun alt soylarının Hepsi bilinmese de, bir kaçının adı Madam blavatsky tarafından bulunmuş ve gün ışığına çıkarılmıştır.

Üçüncü ana kök soyun beşinci basamağında bulunan medeniyet “negro negrim” ile tanımlanmıştır.
Altıncı basamakta “Negrilo” bulunmaktadır. Haklarında neredeyse hiç bir bilgi bulunmayan bu iki medeniyetin sadece üçüncü ana Köksoy zamanda yaşamış olduğu düşünülmektedir. Lemurya kıtası Ayrıca “MU” olarak da bilinmektedir. Yaşamış oldukları zaman diliminde teknoloji olarak çok ileri olan lemuryalılar, Ayrıca bir kültür idi. Lemuryalıların Dünya dışı yaşam formları ile bağlantıda oldukları ve birçok bilgiyi kurmuş oldukları iletişim sayesinde aldıkları da söylenmektedir .

Ancak her kök soy gibi lemuryalılar da zamanlarını doldurup yedinci altsoya yani yedinci basamağa geldiklerinde, dünya üzerindeki zamanların doldurmuşlar ve yerlerini 4 üncü ana Köksoy’a bırakmışlardır.

Lemuryalılar’ın yedinci alt soyun bitişi ve dördüncü alt soy’a geçişi hakkında ortaya atılan üç ayrı teori bulunmaktadır.

Bunlardan birincisi lemuryalılar’ın yapmış oldukları genetik çalışmalardan dolayı bir hastalık sonucu yok olduklarıdır.

ikinci teori ise kendi aralarında yaşadıkları bir bölünme sonrasında, iyi lemuryalılar ve kötü lemuryalılar olarak ikiye ayrıldıkları ve birbirleri ile yapmış oldukları savaş sonrası yok olduklarıdır.

Son teori ise, teozofi Derneği’nin kurucusu Madam blavatsky den ayrı olarak, uzaylı Kadim Irklarla temasta bulunan birçok Medyum ve telepatların bizlere aktardığı, üçüncü ana çok soy olan lemuryalıların, dördüncü ana Köksoy Atlantis ilerde savaştığı anlatılmaktadır.

Ancak ortaya atılan bu üç teorinin eksikleri oldukça fazladır ve bu durumu gayet normaldir. Çünkü o zamandan günümüze ulaşan çok fazla kaynak maalesef bulunmamaktadır.

Şimdi herkesin aklına Şu soru gelmekte diye düşünmekteyim. “Madem bu kadar ileri genetik çalışmalar yapan ,uzaylılarla bağlantısı olan bu medeniyet nasıl olur da yazılı bir kaynak tutmamıştır. ”

Esnasında birçok kaynak tutmuştur ,ancak kıtanın batması sonucu kaynaklar Maalesef yok olmuş kurtarılan kaynaklar ise İskenderiye Kütüphanesi de saklanmıştır. Ancak İskenderiye kütüphanesinin yakılması ve yok edilmesi sonucunda günümüze hiçbir yazılı metin ulaşamamıştır.

Dördüncü ana Köksoy Kadim Irklar Atlantisliler


Dördüncü ana Köksoy ise hepimizin birçok kere adını duymuş olduğu Atlantisliler dir. Atlantisliler, lemuryalılardan sonra Dünya üzerinde yaşamış olan bir medeniyettir.
Lemuryalı atalarının atalarının sahip olmadığı duyguları geliştirmişlerdir.

Atlantislilerin pisişik ve majik etkilere sahip oldukları düşünülmektedir. Bu etkileri nedir diye soracak olursanız ,sizlere iki örnekle en güzel biçimde şöyle anlatabilirim.
Sesle ya da konuşarak bitkilerin çok hızlı şekilde büyümesini sağlamak ya da vahşi hayvanları evcilleştirmek.

Biraz önce bahsettiğim üzere üçüncü ana Köksoy olan lemuryalıların 5 ve 6. alt soylarında hangi medeniyetlerin yaşadığı bilinmekteydi. Ancak diğer 1-2-3-4 ve 7. alt soylarında kimlerin ve hangi medeniyetlerin yaşadı bilinmemektedir.

Dördüncü ana kök soy Atlantislilerde ise tüm alt soylarda yaşayan Irkların adları bilinmektedir
Sırasıyla bu ırklara bakacak olursak

Dördüncü ana kök Soyun alt sıralamasına baktığımızda ,


  • Birinci alt soyda Ramnahal medeniyeti
  • İkinci Altsoy da Tlavatli Medeniyeti
  • Üçüncü altsoyda Toltek yani Mayalar
  • Dördüncü Altsoy da Turinian yani Eski çin
  • Beşinci alt soyda Orijinal Semite
  • Altıncı alt soyda Akkadian medeniyeti
  • Yedinci alt soyda Mogollar medeniyeti


Dördüncü ana kök soy’un birinci alt soyunda yaşadığı düşünülen “Rahnahalılar”‘ın gerçek Atlantisliler oldu da söylenmektedir.

Atlantisliler çok ileri teknoloji ve Dünya dışı varlıklarla iletişime sahip olan bir medeniyetti. Ancak fazla bencil olmaları ve güçlerini kötüye kullanma eğilimi içindedirler.
Dördüncü ana kök soyun,4. alt soy zamanı başlarında, Atlantis de yaşadığı düşünülen “Manu “adındaki Bir uzaylı varlık, kendine inanan ve güvenenlerle birlikte Orta Asya göç etmiş ve orada “Turunyan” yani eski Çin medeniyetinin kurucusu olduğu söylenmektedir.

Başka bir söylentiye göre Atlantis de bulunan Rama ve Nuh adındaki iki uzaylı varlık önderliğinde belli bir kesimin şu anda bildiğimiz olan antik Mısır’da göç ettiğidir.
Şu ana kadar sizlere 4 ana kök Soydan bahsettim.

Birazdan bizim zaman dilimimizinde içinde bulunduğu beşinci ana Köksoy a geçiş yapacağız ,ancak geçiş yapmadan sizlere küçük bir bilgi vermek istiyorum.

Her ana kösoyun son üç basamağı, yani beşinci -altıncı ve yedinci alt soylarının yaşandığı zaman diliminde, yeni ana kök soyununda, birinci, ikinci, üçüncü alt soyları yaşanmaktadır .

Yani kısaca üçüncü ana kök soyun beşinci alt soy basamağı yaşanırken ,aynı zamanda Dünya üzerinde dördüncü ana kök soyun birinci alt basamağı başlıyor olmaktaydı.

Buradan anlayacağımız her ana kök soyun beşinci basamağı, yeni kök soyun birinci alt basamağına, altıncı basamak yeni ana kök soyun ikinci basamağına, yedinci basamak da yeni alt kök soyun üçüncü soy basamağına denk gelmektedir.

Beşinci ana Köksoy Aryanlar


Şu anda dünya zaman dilimi olarak bizim de içinde yaşamış olduğumuz 5. ana kök soydur.
Atlantislilerden sonra başlayan 5. ana kök soy’un da tüm alt soyları bilinmektedir.
Bizler şu anda 5. kök soyun 5. basamağından, altıncı alt basamağa geçiş yaptığımız düşünülmektedir.
Daha önceki ana soylara baktığımızda ,hepsinin yedinci Altsoy de son bulduğu bilinmektedir .Şu anda dünyanın gidişatına baktığımızda yaşanan olayların hiç iyiye gitmediği ve çok hızlı bir şekilde, yedinci altsoya doğru yani sona doğru ilerlediğimiz de aşikârdır.Peki 5. ana kök soyun alt soylarında yaşamış olan medeniyetler kimlerdir, nelerdir diye bakacak olursak ,

  • birinci Altsoy da Hint ve antik Mısır
  • ikinci Altsoyda Arabian Smith
  • üçüncü Alt soyda İran Pers
  • dördüncü alt soyda Celtic keltler
  • Beşinci alt soyda Teutonic şu anda Bizim bulunduğumuz medeniyete verilen isim
  • altıncı alt soya ise Avustralya ve Amerikan denmekte
  • ancak yavaş yavaş bu alt soya geçiş yapmaktayız
  • Yedinci alt soy ise henüz yaşanmamış bir zaman dilimidir, ancak Latin Amerika’nın olacağı söylenmektedir.

İşte bizim İçinde bulunduğumuz 5. ana kök soyun altıncı ana Köksoydaki karşılığı Brezilya dır. Bunun neye göre söylendiği ve kim tarafından bu kanıya varıldığı ise düşündürücüdür.

İçinde bulunduğumuz 5. ana kök soyun yedinci at basamağının son bulmasının yirmi sekizinci yüzyılda olacağı söylediğinden bahsetmiştim. Ancak altıncı ana Köksoy ne kadar bir zaman sürer ve o zaman dilimi içerisinde neler yaşanır kimse tarafından bilinmemektedir. Peki 5. ana kök soy’un yedinci alt basamağı tamamlandığında, bizleri altıncı ana Köksoy da neler beklemektedir diye soracak olursanız, Bu sorunun cevabı kimse tarafından verilememektedir. Yaşayıp öğrenmekten başka şansımız yoktur .

Ancak bizler altıncı ana kök soyu göremeyeceğiz Hatta 5. ana kök soyun yedinci alt sınıfını bile yaşayamayacağız.

Farkettiyseniz 3 ve 4’üncü ana Köksoy da bulunan lemurya ve atlantislilerin psişik güçlere sahip olduğundan bahsetmiştim.

Ancak Bizler bu yeteneklere Sahip değiliz. Bir çok alanda ilerlerken eskilerde bulunan birçok yeteneği de zaman içinde kaybettiğimiz düşünülmektedir.

içinde yaşadığımız 5. ana kök soyun 5. basamağının son zamanları yaşanmaktadır. Yani yakın bir zamanda altıncı alt soya geçiş yapılacaktır.

Ancak yapılacak bu geçiş sonrasında ,yani altıncı alt Soyun sonunda yaşanacak olaylar sonucunda ,bir ayıklanma yapılacak yani yedinci altsoya geçerken bazı Erdemlerimizin değişeceği de düşünülmektedir.
Daha açık bir Örnek vermek gerekirse sanırım bizlere burada söylenmek istenilen olay, dünya altıncı altsoy sonunda karışacak, birçok Savaş yaşanacak , sonrasında İnsanlar savaşmanın bir yararı olmayacağını anlayacak, bir çok hırs ve Egoyu geride bırakarak yedinci Alt soya geçiş yapacak denmektedir.Zaten yedinci alt soyun diğer bir adı da” altın çağıdır”. Tabi Bunları şu anda bilemeyiz sadece tahminlerde bulunmaktayız.

Altıncı Ana Köksoy


Henüz yaşanmamış, ileriki zamanlarda yaşanılacak bir zaman dilimidir. Söylenenlere ve tahminlere göre bu zaman dilimi içerisinde nükleer güç terk edilecek ve yerine çok daha değişik enerjiler kullanılacaktır.

Bu zaman dilimi içerisinde olacaklar hakkında yapılan tahminlerden biri çok fazla dikkatimi çekti bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Altıncı ana Köksoy zamanında Dünyanın tek bir merkezden yönetileceği, devlet olgusunun kalkacağı ve insanların dünya insanı olduklarının farkına varacağı bir zaman dilimi olduğundan bahsedilmektedir. Bunu duyar duymaz aklıma hemen İlluminati’nin” New World order” yani “yeni dünya düzeni” olayı gelmedi değil. Bilmeyen arkadaşlar varsa yeni dünya düzeni diye araştırma yapabilir.

Yedinci ana Köksoy


Yedinci ana kök soy ne zaman yaşanacak ve yaşandığı zaman dilimi içerisinde neler olabileceği hakkında hemen hemen Hiçbir bilgimizin olmadığı bir zaman dilimidir. Milyonlarca yıl sonra yaşanması düşünülen bu zaman dilimi içerisinde artık dünya neredeyse yok olmanın eşiğinde olacaktır. Zaten altıncı ana Kök soyun sonları ve yedinci ana kök soyun başlangıcında dünya insanları uzayda birçok yeni gezegende yaşıyor ve evrenin birçok yerinde Koloniler kurmuş olacaktır.

Peki en önemli noktaya Gelecek olursak


Yedinci ana kök soyun yedinci alt basamağı son bulduğunda ne olacak?


işte bu zaman dilimi için bir son, Yani kıyamet zamanı denmektedir. Başka bir görüşe göre de insanların bedenlerini terk edip başka boyutlara geçeceği ve orada kendilerine yeni bir ana köksoy zaman dilimi oluşturacakları dır. Yani kısaca bir bilinmezdir…Şimdi dikkatinizi çekti mi bilemem Ama ana kök soyun başlangıcında, enerjisel yani ruhsal varlıklardan oluştuğundan sizlere bahsetmiştim.

O zaman, acaba birinci ana Köksoy da yaşamış olan varlıklar, başka bir 7 ana kök soy’u tamamlayarak bedenlerinden ayrılıp, bizim 7 Ana Kök soyumuzun başlangıcını mı oluşturdular ?

Yani Bizler burada 7 Ana kök soy’u tamamladığımızda, bedenimizden ayrılıp yeni bir Soy’a, Aynı bizim birinci ana Köksoy daki gibi bir başlangıç mı yapacağız? gerçekten kafa karıştırıcı bir durum.
O zaman dilimi içerisinde yani yedinci kök soyun Yedinci alt soyunda yaşamak ister ve yaşanacak olaylara şahit olmak ister misiniz istemez misiniz bilemem ama ,ben şahsen o zaman diliminde bulunmak ve yaşananları görmek çok isterdim.

Ancak evrende bizlere bahşedilen kısa bir ömür içerisinde bu yaşananları ve yaşanacakların hepsini görme şansımız Asla yoktur.

Şu ana kadar anlattığım olayın içerisinde tek bir şey hariç her şeyi bir kenara bırakacak olursak Ortaya çok değişik bir tablo çıkmaktadır.Bu tablo 7 ana soy ve her ana soy’un 7 alt soy’u olduğudur.

Yani burada önemli olan konu 7 sayısıdır.


7 sayısı hakkında ne kadar bilginiz var yada ne kadar biliyorsunuz ben bilemem ama 7 sayısına detaylı şekilde bakacak olursak Ortaya çok değişik bir tablo çıkmaktadır. Madde ve insan 3 unsurdur .Buna karşın hava su toprak ve Ateş 4 elementtir, toplamı Yedidir

  • Yedi rakamı vahiy yoluyla alınan ayetlerde sık sık yer alır. 
  • Gökkuşağı yedi renktir. 
  • büyük ayı yedi yıldızıdır. 
  • Dünyada 7 kıta vardır. 
  • Gökyüzü yedi kattır.
  •  müzikte Yedi nota vardır. 
  • Yedi temel renk vardır.
  • İnsanın soyu yedi göbek geriye gider. 
  • insanlardaki çakra sayısı Yedidir. 
  • insanın yüzünde yedi delik vardır. 
  • Eski Mısır’da Güneş tanrısının yedi ruhlu olduğu söylenir. 
  • Kur’an’ın ilk suresi Fatiha yedi ayettir. 
  • Kainat 7 günde yaratılmıştır 
  • Kabe’nin etrafı 7 kere tavaf edilir 
  • evlilikte 7 bilgelik rakamıdır. 
  • dinimizde 7 mertebe vardır. 
  • Hac sırasında Safa ile Merve arasında 7 kez gidip gelinir. 
  • Şeytan taşlamada 7 taş atılır .
  • Kur’an’da Gök tabiri 7 kez geçer.


Bu saydıklarımdan ayrı olarak Dünya’da bulunan 7 sayısını barındıran birçok tören ve olayda bulunmaktadır .

İlhan Berat Yılmam “Dünyada yaşamış kadim ırklar ve 7 ana kök soy.

Devamını Oku

Enki'nin Tabletleri - İnsanoğlu ve Anunnaki'nin Eski Sırları

Enki'nin Tabletleri - İnsanoğlu ve Anunnaki'nin Eski Sırları



- Zecharia Sitchin'in kitaplarından herhangi birini okuduysanız, Anunnaki'nin ilginç hikayesine aşinasınız. 1976'da yazar ve araştırmacı Zecharia Sitchin (1920-201) Sümer metinlerinin kişisel çevirilerini “Dünya Chronicles” adlı bir dizi kitapta yayımladı .


Sitchin'e göre kil tabletleri, dünyaya maden madeni yapmak için gelen Anunnaki olarak bilinen yabancı bir ırkı tanımlar.

Anunnaki, Tanrıların “üçlüsünün” ait olduğu Cennet ve Dünya tanrıları için ortak bir isimdir. Mezopotamya panteonunun en önemli tanrıları Anu, Enlil ve Enki'dir.
Bu sefer, Enki'nin 14 tabletinde açıklandığı gibi insanlığın ve Anunnaki'nin eski sırlarına bakacağız. Okuduğunuz Sümer kil tabletlerini çevirirken yapılan Zecharia Sitchin yorumudur. Bilgi eski kökenlerimizin sırlarını ortaya koyuyor.

Bu tabletlerin içinde yer alan bilgiler çok şok edicidir. Bize öğretilenin tam tersi. Tabletler, Nibiru adlı bir gezegenden bir Annunaki Enki'nin hesabı. 

Nibiru gezegeninin kralı Anu'nın ilk doğan oğluydu. Nibiru'nun her 3 bin 600 yılda bir güneşi daire etmesi gerekiyor.

Enki, bu tabletlerde Dünya'ya, gezegenleri Nibiru için altın madeni için geldiklerini iddia ediyor. Gezegenlerin atmosferini onarmak için altına ihtiyaç vardı. Maden işçilerine ihtiyaçları vardı, böylece Enki kendi dünyasında insanları yarattı.


Yaratılış 1:26 Ve Tanrı şöyle dedi, bizim görüntümüzü insanlık yapmamıza izin verelim: Bizim denizde balıklara hükmetmelerine izin verin

İlk Adams ve Eves “karartılmış başlı insanlardı” ve kısırdı. İncil'de ima edilen tek bir Adem ve Havva yerine, 7 çift vardı. Sterildi ancak bu sterillik sorunu, Adams ve Eves'in sonraki sürümlerinde çözüldü.
Sümer Tabletleri ve İncil arasında birçok paralellik vardır. Mesela Cain ve Abel’ın hikayesi. David ve Bathsheba'nın hikayesi. Nuh'un hikayesi.

 En mantıklı insanlar, Nuh'un tek bir teknede tüm erkeklerden nasıl erkek ve dişi bir çift aldığını merak etmişlerdir. DNA'nın keşfedilmesinden bu yana insanlar sadece DNA'nın hayvanlardan kurtarıldığını ve gemiye getirildiğini düşündü. Fakat ilkel Nuh'un DNA'yı nasıl özümseyip koruduğu sorusu kaldı. Bu tabletlerde, bu işi yapan Anunnaki idi.

Enki'nin Tabletleri


Lord Enki'nin İlk Tableti


Bölüm 1.1 - Bu Tablet bize, Annunaki arasında Dünya üzerindeki atomik bir savaşın neye benzediğini açıklar. Söz konusu kötü rüzgar, yolunda, tanrılar ve insanlıkta herkesi öldüren radyoaktif bir bulut gibi görünüyor. Çok ilginç bir kısmı, selden (selden) beri meydana gelebilecek en kötü şey olduğunu söylüyor.

Bölüm 1.2 - Bu tablet uzun zaman önce Anunnaki'nin ana gezegeni Nibiru'da konuşuyor. Evrimcilerin ilkel çorba olduğuna inandıkları şeyden hayata geldiklerini düşünüyorlar. Olmayacağını bilmemize rağmen, olabileceğini düşünüyorlar. Gezegenlere kalın atmosfer ve bitki örtüsünden bahseder. Sıcak ve soğuk dönemlerde güneşin etrafında dönüyor. Soğuk dönemlerde gezegenlerin iç sıcaklığı Nibiru'yu sıcak tutar. Atom bombası olarak gördüklerimizin kullanımıyla sonuçlanan tartışmalar başladı. Gezegenlerini mahvetti. Daha sonra barış sağlandı ve tüm gezegen için bir krallık kuruldu (Bir Dünya Hükümeti).

Bölüm 1.3 - Bu tablet Nibiru'daki krallık soyunu anlatıyor. Kralların evliliklerini anlatıyor. Ey kardeşlerin kızıyla bile evlendi.

Bölüm 1.4 - Bu tablet videosu, Annunaki'nin ana gezegeninin atmosferlerindeki bir sorunla karşılaştığı anlaşılıyor. Bunun cevabı, tamirat yapmak için üst atmosfere ince altın tozu koymaktır. Bu karar, aralarındaki kavga kralın ölümüyle sonuçlanıncaya kadar değildi. (Kardeşim, Cain gibi kardeşi öldürür ve mümkün).

Bölüm 1.5 - Bu tablet, uzak bir akrabası olan kralı öldüren Annunaki'ye tahta geçmesi gerektiğine karar veren Anunnaki konseyini içerir. Kralı öldürdüğü düşünülen hiçbir ceza bile yok.

Bölüm 1.6 - Bu tablet, kralın yanardağlardaki atom bombalarını patlatarak gezegenlerin atmosferini nasıl iyileştirmeye çalıştığını anlatıyor. İşe yaramıyor ve Anunnaki memnun değil. Taht doğrultusunda sıradaki kişi krala meydan okur ve bir güreş maçında onu yener. Kral, bir uzay aracına atlayarak ve Dünya'ya doğru ilerleyerek Annunaki'den kaçar. (Neredeyse şeytanın dökümü gibidir). 

Lord Enki'nin İkinci Tableti


Bölüm 2.1 - Bu tablet, mağlup kralların Nibiru'dan kaçtıklarını ve karla kaplı Dünya'ya gitme planlarını anlatıyor. Aldığı uzay gemisinde atom bombası vardı ve planı Anunnaki'yi Dünya'ya gitmekten alıkoyan asteroit kuşağı boyunca bir yol açmaktı.

Bölüm 2.2 - Yenilen kralların Dünya'ya vardıklarını açıklar.

Bölüm 2.3 - Bu tablet, dünyada ilk gün mağlup kralları ve hava, meyve ve balıkları iyi bulmasını söyler. Ayrıca Nibiru gezegeninin atmosferin onarımı için ihtiyaç duyduğu altın izlerini buldu. Yeni Nibiru kralı diyor ve anlaşma yapmak istiyor.



Lord Enki'nin Üçüncü Tableti


Bölüm 3.1 - Bu tablet, mağlup krallara, yeni krala Dünya üzerindeki altın bilgisi ile rüşvet verme girişimlerini ve krallığının eski haline getirilmesini söyler.

Bölüm 3.2 - Bu bölüm müzakerelerin sona ermesine sahiptir. Altın olup olmadığını görmek için Dünya'ya bir ekip gönderilecek. Altın varsa, mağlup olan kral, taht için yeni kralla başka bir güreş maçı yaşayacak.

Bölüm 3.3 -Aşağıdaki tablet videosunda Dünya'ya seyahat eden Annunaki var. Mars'ta su için kısaca dururlar. Uzay gemileri görünüşte su üzerinde akıyor. Sonra Dünya'ya ilerlerler ve orada topraklarlar.
Bölüm 3.4 - Bu kısım Dünya'daki ilk 6 günün Anunnaki'nin ileri takımına ait olduğunu gösterir. Bol miktarda yiyecek, su, balık ve hayvanlar.

Bölüm 3.5 - Bu bölüm, yedinci günün dinlenme günü olduğunu bildiren Annunaki takım liderini açıklar. Metaller sulardan işlendi. Gün, ay, yıl isimleri verildi.

Bölüm 3.6 - Tabletin bu kısmı altını aramayı ve bulmayı anlatıyor, fakat çok fazla değil. Yenilen kralların uzay gemisinde kalan atom bombası uzay gemisinden çıkarıldı ve bir mağaraya gizlendi. Asteroit kuşağı boyunca bir yol yapmak için bir daha kullanılamazlar. Bir Anunnaki takımı üyesi, ilk sepet dolusu altını Nibiru'ya götürmesi için Dünya'dan ayrıldı.

Lord Enki'nin Dördüncü Tableti


Bölüm 4.1 - Bu tablet, ilk altın sepeti geldiğinde uzay gemisiyle başlar. Söz Dünya'dan alındı, daha büyük altın yatakları yeraltında. Dünya operasyonlarından üst sıralarda Annunaki görev aldı. Nibiru'dan ayrıldı ve dünyaya geldi.

Bölüm 4.2 - Tabletin bu kısmı Nibiru'da altının yeraltında nerede olduğunu görmek için Dünya'ya gelen yeni krala sahip. Oğullarının kimlerin Nibiru'ya geri döneceğini, hangisinin kalacağını ve dünyadaki operasyonlarını kontrol edeceğini görmek için bir plan geliştiriliyor. Her ikisi de bir sonraki krallığa uygun olmaları nedeniyle iki oğlu arasındaki rekabet nedeniyle bunun yapılması gerekiyor.

Bölüm 4.3 - Bu kısımda yeni kral ve iki oğlu, hangi işleri yapacaklarını görmek için çok sayıda çizim yapar. Kararlar açıklandığı zaman, mağlup olmuş kral, taht için ikinci güreş karşılaşması için davasını devam ettirir. Güreş maçı, bir kez daha mağlup olmuş kralı yenen yeni kralla sona erer. Maç bittikten sonra mağlup olmuş kral yeni kralın penisini ısırır ve yutar. O bağlı ve bağlı. Yeni kral, mağlup olmuş kralın karnını iyileştirirken, kralların penisinin sperminden şişer. Bir mahkeme toplanır ve mağlup kralla ne yapılması gerektiğine karar verir. Yeni krallar oğlu onu öldürmek istiyor.

Bölüm 4.4 - Tabletin bu kısmı, yeni kralın penisini yutmasıyla ölmesi beklenen mağlup kralı, ölürken sürgünde Mars'a yerleştirmeye karar veren yeni bir krala sahiptir. Yeni kral Nibiru'ya geri döndü ve olanların hepsini ve dünyaya altın toplama planlarını anlattı. Planlar, Mars ve muhtemelen ayın aktarma istasyonlarının yapılmasını içerir. Dünyaya yine Eden denir.

Bölüm 4.5 - Bu bölüm, Dünya'da kullanım için Nibiru'da belirli hafriyat ekipmanlarının, uzay gemilerinin ve roketlerin yapımını açıklar. Dünya daha kısa döngüleri ve atmosfer Anunnaki'yi etkiler. İyileştirme becerisine sahip bazı kadınlar da dahil olmak üzere daha fazla Annunaki grubu, Dünya için Nibiru'dan ayrıldı. Yenilen kralın ölüp ölmediğini görmek için Mars'ta dururlar ve orada bir aktarma istasyonu başlatmak için. Grubun geri kalanı Dünya'ya devam ediyor.

Lord Enki'nin Beşinci Tableti Bölüm 5.1 - Bu tablet Dünya'ya gelen en son grupla başlar. Altın toplamanın desteklenmesi için emir verilen oğul, şifacılardan biri olan kız kardeşini selamlıyor. Bir dağda inşa ettikleri kralların oğullarına uçuyorlar. Birbirlerine olan sevgilerini ifade ederler ve oğullarını Nibiru hakkında Dünya'ya gelmek isteyenleri tartışırlar (bu kız ve erkek kardeş). Eden'e geri uçuyorlar ve planlarını anlatmak için etrafında uçuyor. Daha fazla Anunnaki Nibiru'dan geliyor.

Bölüm 5.2 - Artık Mars'ta 300, Dünya'da 600 Annunaki var. Tabletin bu kısmı, Anunnaki'nin bazılarının cahil kararları ve ahlaksızlıklarından daha fazladır. Kralın oğluna sevişen kralların kızı, kralın diğer oğluna krallara söz verir. Diğer oğlun ve kızın birlikte yattıkları tespit edildiğinde kızının birisiyle evlenmesi yasaktır. Kız kardeşi ile sevişen krallar oğlu, onunla birlikte olan kız kardeşinin emrinde olan genç bir kadın şifacıya tecavüz eder. Saldırgan krallar oğlu Dünya üzerinde çorak bir yere sürgün edildi, ama onu sürgüne götüren Annunaki, onu mağlup eden kral bombalarından alan yedi atom bombasının bir mağarada saklandığı bir yere götürdü.

Bölüm 5.3 - Tecavüze uğramış genç kadın şifacı yedi yargıçtan önce getirilir ve onlara hamile olduğunu söyler. Ona kocası olarak tecavüz eden kral oğlunu alıp almayacağını soruyorlar. Yapacağını söylüyor. Sürgün edilen krallar oğlu, Eden'e geri döndü. Altını yeraltından almakla sorumlu olan diğer krallar oğlu o topraklarda yaşıyor. Babası, kral, ona evlilikte kızına söz vermişti, ancak kral onun ve diğer oğlunun birlikte uyuduğunu öğrenince onun yerine evlenmeyi yasakladı. Şimdi altını almaktan sorumlu krallar oğlu, evinde kendisine katılmasını istiyor. O ve üvey kız kardeşinin yeni doğmuş bir kızı var. Bir oğul istedi. Başka bir kızı var. Bir oğul istediğini haykırıyor ama onu lanetliyor (gerçek lanet). Şimdi korkunç sağlık sorunları var. Sadece vajinasından uzak durmaya yemin edince, ona lanetinden rahatlama sağlar. Eden'e geri döndü. Eşini ve çocuğunu Nibiru'da Dünya'ya gelmesi için çağırıyor. Karısı ve diğer Anunnaki kadınları tarafından beş oğlu var.

Diğer oğlu krallar, kız kardeşiyle ayrıldıktan sonra, genç bir şifacıya tecavüz etti ve daha sonra onunla evlendi. O ve sevdiği kız kardeşi, oğullarını Nibiru'dan Dünya'ya çağırıyor. Ama evli ve karısı tarafından bir oğlu var.

Bu, Dünya üzerindeki kralların iki oğlu arasında rekabet kurar. Savaşa yol açar.
Altın Nibiru'ya gidiyor ve atmosfere yerleştirilmiş ince bir toz haline getiriliyor. Atmosfer yavaşça iyileşiyor. Artık dünyada beş Annunaki şehri var.

Igigi iş yükü hakkında şikayet etmeye başladı. Mars'taki Igigi en çok şikayet ediyor. Mars'ın komutanı ona orada çalışmalarını göstermek için Dünya'ya getirildi.

Bölüm 5.4 - Mars'ın kumandanı Dünyadaki çalışmaları gösterir. Gizlice kral olmayı arzuluyor, böylece kader tabletlerini çalıyor (gerçek kapsamları ve güçleri bilinmiyor) Eden'den. Kader tabletleri varken mağlup edilemeyeceğine inanıyor, ancak mağlup edilip ölüme mahkum edildi. Yirmi beşinci keskinlikte öldü (shar'ın dünyadaki 3.600 Dünya yılı olduğuna, güneşin etrafındaki bir Nibiru yörüngesine sahip olduğuna inanılıyor). Yirmi beş shar, idamını Anunnaki'nin Dünya'ya gelmesinden yaklaşık 90.000 yıl sonra gerçekleştirecek. Dünya'nın Annunaki liderleri, dünyadaki altını rafine etmek ve sadece altını Nibiru'ya götürmek için bir plan yaptılar. Bu, Igigi'nin dinlenme için NIbiru'ya seyahat etmesi için gemide yer bırakacak. Kral kabul eder.

Bölüm 5.5 - Madencilikten sorumlu krallar oğlu şimdi dikkatini Dünya'daki hayata ve hayvanlara ve Nibiru'dan nasıl farklılaştığına yönlendiriyor. Uzun bacaklarda, ön bacaklarını el olarak kullanan hayvanlardır. Uzun boylu otların dik yürürken diğer canlılar (hominoidler) görülmüştür. Madenlerde bulunan Igigi asidir. Krallar iki oğlu ve diğerleri, isyan eden Anunnaki'yi Nibiru'ya iade etmek ve onları yeni Annunaki işçileri ile değiştirmek için bir plan tasarladılar. Ayrıca bir Lulu yaratmaya karar verirler. İlkel bir işçi.

Lord Enki'nin Altıncı Tableti


Bölüm 6.1 - İlkel bir işçi kölesi ırk ırkı yaratma konusunda çok fazla tartışma var. Kralların oğullarından biri “her başlangıcın babası” nın tek yaratma gücüne sahip olduğunu belirtir. Bu çabayı destekleyen diğer krallar oğlu zaten var olduklarını ve köle olmayacaklarını, yardımcılarını söylüyorlar. Elbette bu, yalanın modern bir günü olarak ortaya çıkıyor. Diğer krallar oğlu, gezegenin kurallarının gezegen seyahatine aykırı olduğunu söylüyor. Diğerleri krallar oğlu, Dünya'ya gelmenin bile kurallara aykırı olduğunu belirtir. Çok fazla tartışmadan sonra kral, ilkel kölenin yaratılmasına karar verdi.

Bölüm 6.6 - Tabletin bu bölümünde, Eden'in üzerindeki krallar, Adem ve Havva'nın üzerlerinde bıraktıklarını fark eder. Üzgün ​​ve açıklamak için yaratılışın parçası olan diğer krallar oğlunu çağırıyor. O da yaratılıştaki ortaklarını çağırıyor. Hepsi, Eden'in sorumlu oğlunu daha da sinirlendiren eksik DNA'yı açıklar. Çılgınlığı uyarmıştı. Yaratılıştakilerden biri konuşuyor ve Anunnaki'nin uzun ömrünün onlara verilmediğini söylüyor. Cennetten sorumlu olan oğul, yarattıklarını Cennetten çıkarmalarını emreder. Adem ve Havva, yasak ağacın meyvesini yedikleri için Eden'den ayrılmadılar. Çıkarıldılar çünkü Annunaki bilim adamları onlara üremek için DNA verdiler ve Cennet komutanı kızdı. Eve cazip değildi. Hiçbiri Adem ve Eves'in kontrolünde değildi.

Lord Enki'nin Yedinci Tableti


Bölüm 7.1 - Adem ve Havva, Eden şehri dışında bir çevreye yerleştirilir. Çok çocukları vardı. Anunnaki'nin artık Dünya'da üç nesli var. Adams tarlalarda ve madenlerde çalışıyor. Altın akıyor. Dünya ısınıyor. Kar eriyor. Volkanlar patlar ve yer sallar. Igigi Mars'ta şiddetli rüzgar ve toz fırtınasından şikayetçi. Asteroit kuşağı kargaşa içindedir. Yeryüzünde kükürt taşları düşüyor. Görünüşe göre Nibiru bir şekilde yakından geçti ve göklerde bir sürü soruna neden oldu. Büyük bir asteroit aya çarptı.

Bölüm 7.2 - Bu bölümde Mars'taki röle istasyonunu terk etmeyi düşünürler. Şimdi dünya üzerinde 80 shars veya 288,000 Dünya yılı oldu. Lütfen 288.000 yıl önce Dünya'ya ilk gelen Annunaki halkının hala yaşadığını fark edin. Anunnaki aya git ve birçok şeyi araştır. Cennetin üç yolu. On iki takımyıldız, vb

Bölüm 7.3 - Mars rölesi terk edileceğinden, altının Nibiru'ya doğrudan taşınması için Dünya'da yeni bir uzay gemisi limanı oluşturulacaktı. Kral, yaratılan yeni uzay limanını görmek için Dünya'ya geliyor.

Bölüm 7.4 - Kralların oğulları ve yavruları arasında bölünme yeniden başlar. İlkel işçiler (Adams ve Eves, Eden şehri dışında yakalanırlar ve şehre getirilirler. Bunlara ev işleri ve işler verilir. O günlerde tahıllar ve koyunlar dünyaya getirilmedi. İnsanlığı yaratan krallar oğlu var. yeni bir şema, ama insanlığın geriye döndüğünü fark ediyor.

Bölüm 7.5 - Adem ve Havva'yı yaratan krallar, Adem ve Eves'i izliyordu. Bir gün birkaç genç Eves'i casusluk etti ve onları spermleriyle emprenye etmeye karar verdi. Doğum yaptılar. Şimdi, doksan ikinci shar, 331.200 yıl, Annunaki Dünya'da olmuştur. Krallar oğlu doğumlardan çok mutludur ve uygar adamı yarattığını söylüyor. Bunun bir sır olmasını istiyor. vizörüne iki çocuğu evine gizlemesini ve bulruslardaki kamış sepetlerinde bulunduğunu söylemesini söyler. Krallar oğlu ve eşi onları büyüttü. Krallar oğlu, aldatıcı bir şekilde, daha zeki bir nesil olan Adam ve Eves nesli olarak, yavruları olarak değil, onları kandırdı. Dünya'ya getirilmesi için tahıllar ve koyunlar çağırıyor, böylelikle koyun ve hasat tahıllarını sürdürebiliyorlar. Erkek ve kız çocuklar çoğaldıklarında (iki oğlu Cain ve Abel'ı doğururlar),

Lord Enki'nin Sekizinci Tableti


Bölüm 8.1 - Erkekleri almak için kullanılan uzay aracı gelir. Krallar oğlu, diğer yavrularını erkeğe eşlik etmesi için gönderir. Kralın oğlu, uzun ömürlü şeyleri yememesini veya içmemesini söyleyerek erkeği kandırır, çünkü zehir ve öleceksiniz. El sanatları ayrılıyor ve Nibiru'ya varıyorlar. Kral, torunlarını ve ilk kez bir toprağı görüyor.

Bölüm 8.2 - Nibiru'da toprağa uzun ömürlü ekmek ve iksir sunulur. Yemek yemez, içmez. Kral rahatsız olur ve neden olmasın? Öleceğini söyledi. Kral torunlarından biri, krala babasına verilmesi için krala babasının verdiği bir tablet verir. Kral okur ve yeryüzündeki erkeğin oğlunun çocuğu olduğunu anlar. Krallar oğlu toprağın dünyaya geri dönmesini istiyor ve dünya üzerinde yaşamak ve ölmek onun yeri. Krallar oğlunun uzun süredir yemek yemesini ve içmesini istememesinin asıl nedeni, oğlundan bu yana gelecekteki krallık anlaşmazlıkları konusundaki endişelerinden kaynaklanıyordu. Toprak ve iki torundan biri Dünya'ya dönüyor.

Bölüm 8.3 - İkiz oğulları, Cain ve Abel, su kanallarının kazılmasının ve tahılın nasıl toplandığını, diğerinin koyun sürüsünü ve yününü öğretmeyi öğretir. İlk hasatta bir kutlama yapılır ve iki ikiz toprak adamı, krallara tekliflerini iki oğlu yapar. Bir kutlama yapıldı. Daha sonra Cain, kralların evlatlarından 
birinin, çabası için onu övemediği için mutsuz. Cain ve bunun yüzünden kavga edebiliyor ve Abel öldü.

Bölüm 8.4 - Tabletin bu kısmı, öldürmeden sonraki olayların hikayesini anlatıyor. Cain sürgün edildi.
Bölüm 8.5 - Bu tablet, kralın oğlunun sarhoş yavrularına öğretiyi detaylandırıyor. Ayrıca diğer 

yavrulara diğer öğretilerden de bahseder. Anunnaki'ye ibadet yaratıldı. Bu, Annunaki'nin Dünya'ya inmesinden bu yana doksan sekiz shar veya 352.800 yıldaydı. Yüz dördüncü ya da 374.400 dünya yılında, dünya üzerindeki krallık soyu çizginin altındaki nesiller boyunca yarı kız kardeşleriyle hala bebekleri var.

Bölüm 8.6 - Bu tablet kısmı, kral oğlunun bir Havva tarafından yarattığı ilk ölen erkeğin hayatının sonunun öyküsünü anlatıyor. Toprak adamı (Cain ve Abel'ın babası) bize Adam olarak söylenir. Doksan üçüncü sharta (334.800) doğdu ve öldüğü zaman onu 54.000 Dünya yaşında yapan yüz seksen (388.800) öldü. Bu zamanda Anunnaki ve toprak insanları evlenir.

Lord Enki'nin Dokuzuncu Tableti


Bölüm 9.1 - Şu anda Annunaki ve yeryüzündeki insanlar birleşiyor. Güneş patlaması nedeniyle yeryüzünde ve Mars'ta zorlu taşıtlar. Kralların oğullarından biri oğlu bir toprak kadınla evlenmek istiyor. Bir itiraz var. Tartışma, yarım kız kardeşle evlenen krallık soyunun bir gelenek olduğu ifadesini içeriyor. Evliliğin sorunu krallığın soyudur. Eğer krallık soyu topraklı bir kadınla evlenirse, Nibiru'daki kral nihayetinde topraklaşmış olabilir. Kral, krallar oğlunun erkek yavruları bir toprakla evlenirse Nibiru'ya geri dönemeyeceği ve prens statüsünün sona ereceği konusunda karar verir. Dünya'nın komutanı olan krallar oğlu da kendisinin ve yeni karısının Cennet'te kalamayacağını belirtir. Krallar oğlu erkek yavrular bir Dünya kadınla evlenir.

Bölüm 9.2 - Mars'tan Igigi'nin iki yüz tanesi düğüne geldi. Cennet liderlerinin haberi olmadan, Mars'tan iki yüz Igigi, yeryüzündeki kadınları eşleri olarak kaçırmaya karar vermişti. Düğünden sonra bu işi yaptılar. İnsanlığın yaratılmasına her zaman karşı olan Dünya komutanı, asıl görevlerini mahvetmeleri üzücüdür. Bir zamanlar kutsal bir görev, şimdi birbiri ardına bir kötülük. Şimdi Dünya insanlık tarafından ele geçirilecek. Krallar oğulları yeni evlenmiş erkek yavrular, temelde denizin dibindeki başka bir ülkeye sürüldü. Orada dünyevi karıları almış Igigi'yi davet etti. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu, evli bir dünyevi kadına hayran kalmıştır. Oğlunun, yeni toprakta yaşayan topraklı bir kadının evlendiğini, topraklı kadının kocasının buraya nakledilmesini istemek için soruyor. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu şimdi yeni ülkeyi sık sık ziyaret ediyor ve kadını izliyor ve baştan çıkarıyor (David ve bathsheba'nın Kutsal Kitabı).

Bölüm 9.3 - Bathsheba hamile kalıyor ve bir çocuğu var. İlk beyaz gövdeli, sarı saçlı, mavi gözlü toprak. Anunnaki'nin gelmesinden sonra yüzüncü ve onuncu shar ya da 396.000 dünya yılında doğmuş. Dünyada vebalar ve açlık var. Dünya komutanı Dünya misyonunun saptırıldığını hissediyor ve dünyevi insanlığı terk ediyor. Toprakların çığlıkları yüksek oldu. Öyle ki, Dünya komutanı uyuyamıyor. Bir Annunaki yeryüzüne şifa sanatını öğretmek istedi. Dünya Anunnaki komutanı hayır dedi. Su, toprakların yaşadığı kaynaklardan gelmeyecekti. Bitki örtüsü gelişmedi. Dünya komutanı, Dünyalılara her türlü öğretiyi veya yardımı yasakladı. Toprakların yok olmasını istedi. Bir köpek için (3.600 yıl) topraklar çimleri yedi. Bu yaklaşık beş shars için devam ediyor. Güneş'in üzerinde siyah noktalar var. Nibiru'daki savcılar, NIbiru tarafından güneşin sonraki geçmesi sırasında hareket eden gezegenleri anlatıyor.

Bölüm 9.4 - Nibiru'daki savcılar, Dünya buzullarının eridiğini ve temellerini kaybedeceklerini söylüyor. Buzulların kayması, toprağı parçalayacak büyük bir dalga üretecek. Dünya boğulacak. Nibiru'daki Kral Mars ve Dünya'ya tahliyeye hazırlanmalarını söyler. Baş savcı Dünya'ya kraldan bir mesajla gelir. Annunaki'yi Nibiru'ya geri getirmenin, Dünya döngülerine alışmak ve Nibiru'nun daha uzun döngülerine uyum sağlayamamaktan etkilendiğini söylüyor. Daha hızlı ölürler. Kralların oğullarından biri bunu biliyordu, ancak Dünya'nın komutanı olan diğer krallar oğlu sinirlendi. O dünyeviların onlar gibi ve ölenler olduğuna kızıyor. Dünya gezegeni üzerinde hapsedildiklerini ve bir zamanlar efendi olduklarını, şimdi köle olduklarını düşünüyor.

Savant onlara yeryüzünde kalmalarını söyler. Felaketi beklemek için uzay gemilerinde tepeye çıkmak zorunda kalacaklar. Diğer Anunnaki'ye, felaketi geri getirme veya bekletme seçeneği verilecek. Dünya kadınlarının evlendiği Annunaki, karılarıyla ayrılmaları arasında seçim yapmalı. Bu tablet selin doğal bir olay olduğunu ima ediyor. İncil'de tanrı, insanlığın tekrar selle imha edilmesine izin vermeyeceğine söz verir. Anunnaki biraraya toplandı ve olayın ve seçimlerinin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Her biri kalmaya veya gitmeye karar verir. İncil'de tanrı, insanlığın tekrar selle imha edilmesine izin vermeyeceğine söz verir. Anunnaki biraraya toplandı ve olayın ve seçimlerinin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Her biri kalmaya veya gitmeye karar verir. İncil'de tanrı, insanlığın tekrar selle imha edilmesine izin vermeyeceğine söz verir. Anunnaki biraraya toplandı ve olayın ve seçimlerinin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Her biri kalmaya veya gitmeye karar verir.

Bölüm 9.5 - Annunaki seçimlerini yaptı. Daha sonra insanlığın kaderi hakkında bilgi alırlar. Dünya komutanı yok olacaklarını ilan etti. Anunnaki bağırdılar, ölmemeliler. Dünya komutanı, kendi isteklerine karşı, ilk etapta onları yaratan kardeşi tavsiye eder. Arkasından geçti ve kendi yaratımına müdahale etti. Dünya komutanı her Annunaki'nin yemin etmesini sağlar. Hazırlıklar için ödevler verilmektedir. Uzay aracı atandı. İnsanoğlunu yaratan kral oğul, bir kez daha erkek kardeşinin arkasına gider ve hayvanların DNA'sını almaya karar verir. Dünya gürleyen büyür.

Lord Enki'nin Onuncu Tableti


Bölüm 10.1 - Bu tablet, Kral'a oğluna, toprakları yaratan, Nuh'a su felaketini bildirmesini söyleyen bir rüyayı aldığını söyler. Noah, ailesini yaklaşmakta olan selde kurtarmak için sağlam bir tekne inşa edecek.

Bölüm 10.2 - Nuh, insanları sağlam bir tekne inşa etmesine yardım etmesi için kandırdı. Altıncı gün, gezgin bir kutu hayvansal DNA ile geldi. Taşkın zamanı, yüz yirmi köpekbalığıydı (432.000 yıl). Nuh, on shars (36.000 yaşında) yaşındaydı. Sel, dalga ve yağmurun bir kombinasyonuydu. Dalgaların yerinden çıkmış güney kutup buzlarından geldiğini ve birçok gün yağmur yağdığını tahmin ediyorum. Bunların hepsi Nibiru'nun yörüngesinde Dünya'ya yaklaşarak ortaya çıktı.

Bölüm 10.3 - Tabletin bu kısmı selden ve Nuh'un teknesinin Ararat'ın yanındaki dağa yerleştiğini anlatıyor. Anunnaki Dünya'ya geri döndü. Dünya komutanı Nuh'u bulur ve kardeşini aldatmacası yüzünden öldürmeye hazırdır. Her şey açıklandığında sakinleşir. Şehirlerine gömülmeyen tek şey uzay gemisinin iniş pisti.

Bölüm 10.4 - Annunaki'nin Dünya'ya geri dönmesi üzerine mutlak bir yıkım görüyorlar. Mars atmosferini kaybetti ve su kurutuldu. Dünyada, Anunnaki yeniden inşa etmek için işleri organize eder ve kurar.

Bölüm 10.5 - Nibiru, Mars ve Dünya'nın çekmesinden zarar gördü. Nibiru'daki atmosfer de zarar gördü. Nibiru'nun Dünya'dan daha fazla altına ihtiyacı var. Dünya, krala hiçbir madenin mayın edilemeyeceğini söyler. Madenler gitti. Ancak bir Annunaki okyanusu araştırıp, yerde duran altın külçelerini bulur. Ayrıca, bazı Kabil halkının hayatta kaldığını da buldu. Yeniden inşası ve yeni iniş pedleri için hazırlıklar yapılıyor.

Ders 10.6 - Uzay gemileri için yerin iki dağa ihtiyacı var. Hiçbir yer ideal değildi. Piramitleri uzay limanı için dağ olarak inşa ediyorlar.
Bölüm 10.7 - Tabletin bu son kısmı Anunnaki'ye bir kez daha bencilce, arzu eden bir güç ve unvan veriyor. Toprakları aralarına bölerler.

Lord Enki'nin Onbirinci Tableti


Bölüm 11.1 - Bir sonraki shar için (3.600 yıl) barış sağlandı. Ama sürmek için çok iyi. Kralların oğullarından birinin iki oğlu vardı. Biri babasıyla birlikte karada yaşıyordu, diğeri uzay limanı tarafından yaşıyordu. Uzay limanının oğlu, kıskanç ve açgözlü oldu. Babasının topraklarını onun tarafından yaşayan oğluna bırakacağını düşünüyordu. O ve karısı, kardeşi öldürmeyi planladı, böylece toprağı miras alacaktı. Bir parti verdiler ve kardeşi içkiden uyuyakaldığında onu bir tabutun içine koyup denize attılar. Ölene kadar bulunmadı. Acı çeken eşi intikam almaya yemin etti ve ölen kocasından meni aldı ve kendini emzirdi. İntikamını almak için bir oğul yetiştirdi. Oğul büyüdü ve eğitildi. Bir ordu kurdu. Gün geldi ve oğlu zehirli bir okla vuruldu.

Bölüm 11.2 - Tabletin bu bölümünde oğlu, babasını öldüren amcayı yeniyor. Mesleğinde Dünya'ya düştü. O kör ve testisleri ezildi. Konsey yaşamasına izin veriyor. Dünya komutanı bunun bir toprak adamının ilk kez orduyu açtığını anladı. Yerinde ve kontrol etmediği topraklarda yer limanı olma pozisyonunu araştırır. Üç oğlunu çekti ve diğer Annunaki'ye bilinmeyen bir uzay limanı inşa etti. Başka bir aşk ilgisi ortaya çıktı. Bu sefer kral oğullarının her birinin torunları arasında. Biri dışındaki herkes barış getirmeyi dört gözle bekliyor.

Bölüm 11.3 - Düğün için hazırlanırken, bir kadının akrabasına gelini giydirmesi geleneğe aittir. Giyinme sırasında gelin, kocası için planlarını anlatır. Planlar öylesine görkemli ki kadın akrabalarını giydiren damatların babasına söyler Babası alarma geçiyor ve diğer oğulların krallık soyunun avantaj elde edeceğinden korkuyor. Yani planı kızının erkek kardeşi (damat) tarafından emdirilmesini sağlamak. Bu sayede krallık soyları ailenin kendi tarafında inceliğini koruyor. Yavruları nasıl bileceğini erkek olarak bilmiyorum. Kız kardeşini hamile bıraktıktan sonra uykuya dalar. Ölüm rüyasını gördü. Uyandığında, ona tecavüz etmekle suçlanacağını düşünen kız kardeşine söyler. Şehirden kaçıyor ve bir şelale ile bitiyor. Kayalar kaygan ve ölüme düşüyor. Bu son bölüm kafa karıştırıcı.

Gelin, damat vücudunun yattığı yere koşardı. Kız kardeşi tarafından damatlarının kardeşi tarafından emdirilmek istemekle suçlanıyor. Kardeşin danışmanı kız kardeş olacak, kız kardeşinin altmış veba ile onu lanetlemesi gerektiğini söyledi. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu ve aynı zamanda damadın büyükbabası, gelinin gelip alması için ölüm ışınları tarafından zarar görmeyen iki kansız elçi modası yapıyor. Gelin kız kardeşi danışmanı, iki elçisi bir ışın ile vuruyor ama onları etkilemiyor. Danışman daha sonra onları bir kazıktan asılı olan gelinin cansız bedenine gösterir.

İki elçi ona bir pulsar ve yayıcı yöneltiyor, ağzına bir yaşam bitkisi koyuyor ve vücuduna hayat suyunu serpin. Kız kardeşi tarafından damatlarının kardeşi tarafından emdirilmek istemekle suçlanıyor. Kardeşin danışmanı kız kardeş olacak, kız kardeşinin altmış veba ile onu lanetlemesi gerektiğini söyledi. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu ve aynı zamanda damadın büyükbabası, gelinin gelip alması için ölüm ışınları tarafından zarar görmeyen iki kansız elçi modası yapıyor. Gelin kız kardeşi danışmanı, iki elçisi bir ışın ile vuruyor ama onları etkilemiyor. Danışman daha sonra onları bir kazıktan asılı olan gelinin cansız bedenine gösterir. İki elçi ona bir pulsar ve yayıcı yöneltiyor, ağzına bir yaşam bitkisi koyuyor ve vücuduna hayat suyunu serpin. Kız kardeşi tarafından damatlarının kardeşi tarafından emdirilmek istemekle suçlanıyor.

Kardeşin danışmanı kız kardeş olacak, kız kardeşinin altmış veba ile onu lanetlemesi gerektiğini söyledi. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu ve aynı zamanda damadın büyükbabası, gelinin gelip alması için ölüm ışınları tarafından zarar görmeyen iki kansız elçi modası yapıyor. Gelin kız kardeşi danışmanı, iki elçisi bir ışın ile vuruyor ama onları etkilemiyor. Danışman daha sonra onları bir kazıktan asılı olan gelinin cansız bedenine gösterir. İki elçi ona bir pulsar ve yayıcı yöneltiyor, ağzına bir yaşam bitkisi koyuyor ve vücuduna hayat suyunu serpin. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu ve aynı zamanda damadın büyükbabası, gelinin gelmesi ve alması için ölüm ışınları tarafından zarar görmeyen iki kansız elçi modası yapıyor.

Gelin kız kardeşi danışmanı, iki elçisi bir ışın ile vuruyor ama onları etkilemiyor. Danışman daha sonra onları bir kazıktan asılı olan gelinin cansız bedenine gösterir. İki elçi ona bir pulsar ve yayıcı yöneltiyor, ağzına bir yaşam bitkisi koyuyor ve vücuduna hayat suyunu serpin. İnsanoğlunu yaratan krallar oğlu ve aynı zamanda damadın büyükbabası, gelinin gelip alması için ölüm ışınları tarafından zarar görmeyen iki kansız elçi modası yapıyor. Gelin kız kardeşi danışmanı, iki elçisi bir ışın ile vuruyor ama onları etkilemiyor. Danışman daha sonra onları bir kazıktan asılı olan gelinin cansız bedenine gösterir. İki elçi ona bir pulsar ve yayıcı yöneltiyor, ağzına bir yaşam bitkisi koyuyor ve vücuduna hayat suyunu serpin.

Bölüm 11.4 - Bu bölüm, son kısmın karışıklığını açıklar. Gelin, damat cesedi arayışı içinde yeraltı dünyasına gitmişti. Eski zamanlarda yeraltı dünyası, ölüm yeridir. İki elçi onu tekrar hayata döndürüyor ve yeraltı dünyasını damatların vücudu boyunca alarak terk etmeye devam ediyor. Gelin intikam almak istiyor ve oğlunu öldürmediyse bile, damatların babasının ölümünü talep ediyor. Gelin bir savaş başlatarak intikam almak istiyor. Damadın babası, piramidin bir odasında kendini hapseder. Kendisini batırdı ve hiçbir şey yapılmadığında orada ölecek. Babası sürgün edileceği bir anlaşma yapar ve krallığın soyundan vazgeçer.

Bu Anunnaki'nin yaptığı ve yaptığı her şey için, bu haksızlık gibi görünüyor. Ancak Dünya komutanı siyaset oynuyor ve el ele tutuşuyor. Kardeşi, daha yaşlı olmakla birlikte bir sonraki kral olmalıdır, ancak bu olayla krallık soyu, neredeyse krallığın asla kardeşinin soyu olmayacağına emin olur.

Bölüm 11.5 - Bu bölüm, babanın oda mezarından kurtarılması ve piramit içinde oluşan taşların, kirişlerin ve işaretlerin hasar görmesi ile ilgilidir. Dünya komutanı da toprakları yeniden tahsis eder. Bu, babası için kralın sahip olduğu başka bir soruyu gündeme getiriyor. Topraklar Annunaki'den daha hızlı çoğalıyor. Anunnaki toprakların topraklarına itaat etmelerini ve onlara hizmet etmelerini nasıl sağlar? Kral bir kez daha Dünya'ya gelmeye karar verir.

Bölüm 11.6 - Uzay gemisi fenerinin yeri değiştirildi. Dünya komutanı toprakları yeniden atar. Gelin, evlilik tamamlansaydı, hala sahip olacağı toprakları istiyor. Ona hiçbir şey verilmiyor. Bu, babası için kralın sahip olduğu başka bir soruyu gündeme getiriyor. Topraklar Annunaki'den daha hızlı çoğalıyor. Anunnaki toprakların topraklarına itaat etmelerini ve onlara hizmet etmelerini nasıl sağlar? Kral bir kez daha Dünya'ya gelmeye karar verir.

Lord Enki'nin Onikinci Tableti


Bölüm 12.1 - Kral Dünya'ya gelmeye karar verir. Taşkından bu yana iki shars olmasına rağmen yeniden inşa devam ediyor (7200 yıl). Burada çok meraklı bir şey bahsedilmiştir. “Toprakları tarayan yükseltilmiş göz, hepsine nüfuz eden kaldırılmış ışın”. Bana piramidin üstündeki her şeyi gören gözü hatırlatıyor. Bizim dolarlık banknotumuzdaki gibi.

Bölüm 12.2 - Bu en ilginç kısımdır. Kral geldi ve büyük bir ziyafet ve şarkı herkes tarafından yapıldı. Kral ve karısı daha sonra birkaç gün ve gece boyunca uyurlar. Altıncı günde, kral iki oğlu ve kızı çağırır. Ona yeni altın bul ve uzay pedinin düzenini anlatıyorlar. Sonra selden önce gönderdiği elçi hakkında konuşuyorlar. Bir uzay gemisine giren ve onlarla sel ve onun dünyadaki yaşam döngüsü değişimi hakkında konuşan kişi. Nibiru'ya dönerlerse nasıl ölecekleri hakkında. Sonra aynı elçi bir rüyada oğullardan birine göründü. Kral bir elçi göndermediğini söylüyor. Hepsi şaşkın.

Bölüm 12.3 - Kralların ziyaretinden sonraki birçok değişiklik. Bazı toprakların yeniden düzenlenmesi ve topraklara yeni bir yaklaşım. Şehirlerde Annunaki ile karıştırılacaklardı. Ayrıca, Dünya komutanı tarafından atanan kendi kralıyla kendilerine ait bir şehir verildi. Krallık ve otorite için bir puan sistemi tasarlandı ve verildi. Gelin hala intikam alıyor ve kendi ülkesini istiyor. Bir plan yapar ve onu ölü damadının büyükbabasına (kralın oğlu) yönlendirir. ME denilen bir şeyden sorumlu. Onları çalmak için bir plan yapar. Özenle giyinmiş elbisesine gelir ve şarkı ve şarapla onu baştan çıkarır. Şimdiye kadar aldatma için düşüyor.

Ders 12.4 - Gelin yakalandı fakat yanında ME'ler yoktu. Dünya komutanı kardeşini sorumluluktan arındırmış gibi görünüyor. Sürgünden dönen kardeşler oğlu çok öfkeli oldu. Kendi başına kutsal bir şehir istedi. Dünya komutanı amca ona bir tane vermedi. Kendisi aldı ve ona yardım etmek için bir miktar igigi topladı. Babil kulesini inşa etmeye başladılar. Geceleri Dünya komutanları güçleri onu yok etti ve insanları dağıldı. Daha sonra her bölgeye kullanmak için farklı bir dil ve alfabe verdi. Şehir kralları geldi ve gitti. İnsanlar, ME'lerin sorumlusu olan gelin hakkında şarkı söylediler.

Fasıl 12.5 - Kral oğlunun bir zamanlar sürgün edilen oğluna, erkek kardeşinin sahip olduğu bir toprak üzerinde alan adı verildi. 650 Dünya yılı boyunca kavga ettiler. Küçük erkek kardeş nihayet kralların oğlu (babası) ısrarı bıraktı. Okyanusun karşısındaki yeni topraklara gitti. İlginçtir ki, bir zamanlar sürgünler olan ve şimdi Ra diye adlandırılan toprakları yaratan kral oğlunun oğlu (Ra, Mısır'da güneş tanrısı olarak anılır). Ra şimdi piramidin yanındaki aslanın yüzünü oğullarının yüzüyle değiştiriyor. Küçük kardeşi referansları silindi. Mısır'da, eski kralların kalıntılarını yok etmenin bu tür bir tarihi var gibi görünüyor. Anunnaki, 60 ile doğru bir sayım sistemine sahipti. Ra, 10 sayı ile sayıyor.

Bölüm 12.6 - Tabletin bu kısmı, Ra'ya bazı ME'ler veren baba ile başlar. Ona ölüleri nasıl canlandıracağı dışında tüm bilgileri verdi. Şimdi üçüncü bir bölge kuruldu ve geline bunun için efendisi verildi. Baştan beri ME'yi baştan çıkardığı ve çaldığı krallar oğlu, onunla birlikte ülkesini idare etmesi gerektiği konusunda ME'leri elinde tutuyor. Ülkesine ayrıca tamamen yeni bir dil verilir. Üçüncü bölge, dil yüzünden iletişim kuramadı ve neredeyse onunla savaşa girdi. Dil yüzünden ticaret olmaz. Üçüncü bölge bu engelden dolayı çiçek açmamış.

Lord Enki'nin Onüçüncü Tableti


Bölüm 13.1 - Üçüncü bölge çiçek açmadı. Gelin bölgesini ihmal etti. Diğer bölgeler ona verilmemiştir. Sonunda ondan alındı. Ölü damat tarafından perili kaldı. Gece vakti keyfi için bir ev inşa etti. Adamları yatağına yatırdı ve onları öldürdü. Gılgamış bir kraldır ve uzun ömürlü olmayı arzuluyor. Deniyor ama elde etmiyor ve ölüyor.

Bölüm 13.2 - Ra, gelinin başına gelenler tarafından rahatsız edildi. O şimdi ölümsüzlüğü elde etmekle meşgul. İnsanlara altın aramasını söyler. Kardeşlerinin topraklarını istila eder ve öfkelenir. Ra, tüm dünyayı yönetmek istiyor. Gelin seyahat ettiği ve sevdiği bir ülkedeki insanları bulur. Dünyevi takımyıldızlar öğretilir.

Bölüm 13.3 - Baş düşmanları savaşa hazırlanır. Gelin ve ra. İki kralın oğulları arasında savaş başladı. Dünya komutanının, kardeşlerinin hayaliyle aynı elçiliğe sahip bir rüyası var.
Bölüm 13.4 - Savaşın ilerleyişi ve toprakları yaratan kralların oğlu kazanıyor. Dünya komutanına ve takipçilerine tek yönetici olduğunu ve teslim olmaları gerektiğini söyler. Ancak Dünya komutanının bir kenarı vardır. Terör silahlarının nerede saklandığını biliyor. Onları yüklemek ve kullanmak için iki tane gönderiyor, ama insanların zarar görmediğinden emin oluyor.

Ders 13.5 - Terörün silahları serbest bırakıldı. Selden bu yana 1.736 yıldır. Hepsi Ra kuvvetleri ve takipçileri tarafından yok edildi. Sonra rüzgar, yolunda hepsini öldüren şeytani bir kara bulutlar patladı.
Bölüm 13.6 - Bu tablet, önceki tabletin bir devamıdır.

Lord Enki'nin On dördüncü Tableti


Bölüm 14.1 - Bu son tablet kralların iki oğluna sahip. Enki ve Enlil etrafta uçarken terör silahlarının verdiği hasarı araştırıyorlar. İki kardeş konuşur ve hepsinin anlamını tartışır. RA'nın çok istediği krallık artık bir çorak arazi. Dünya komutanı kardeşine Ra'nın istediği şeyi yapabileceğini söyler. Ne ekiyorsa o şimdi biçebilir (radyoaktif arazi). Dünya komutanı gelince, altın alanın orijinal görevi tamamladığı yere batıya doğru gidiyor.
Bu Anunnaki'nin hikayesidir, belki uzaydan gelen ve yeryüzündeki hayattan gelen tanrılar olabilir.
Devamını Oku